Translation meaning & definition of the word "twilight" into Turkish language
Türk diline "alacakaranlık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Twilight
[Alacakaranlık]/twaɪlaɪt/
noun
1. The time of day immediately following sunset
- "He loved the twilight"
- "They finished before the fall of night"
- synonym:
- twilight ,
- dusk ,
- gloaming ,
- gloam ,
- nightfall ,
- evenfall ,
- fall ,
- crepuscule ,
- crepuscle
1. Gün batımının hemen ardından günün saati
- "Alacakaranlığı sevdi"
- "Gecenin düşüşünden önce bitirdiler"
- eşanlamlı:
- alacakaranlık ,
- loş ,
- yüzücü ,
- hile ,
- gece ,
- akşam ,
- düşmek ,
- krepüskül ,
- krep
2. The diffused light from the sky when the sun is below the horizon but its rays are refracted by the atmosphere of the earth
- synonym:
- twilight
2. Güneş ufkun altındayken gökyüzünden yayılan ışık, ancak ışınları dünyanın atmosferi tarafından kırılır
- eşanlamlı:
- alacakaranlık
3. A condition of decline following successes
- "In the twilight of the empire"
- synonym:
- twilight
3. Başarıların ardından düşüş koşulu
- "İmparatorluğun alacakaranlığında"
- eşanlamlı:
- alacakaranlık
adjective
1. Lighted by or as if by twilight
- "The dusky night rides down the sky/and ushers in the morn"-henry fielding
- "The twilight glow of the sky"
- "A boat on a twilit river"
- synonym:
- dusky ,
- twilight(a) ,
- twilit
1. Işıklandırılmış veya alacakaranlık tarafından sanki
- "Düşük gece gökyüzünden aşağı sürer/ve sabahları usher"-henry fielding
- "Gökyüzünün alacakaranlık parıltısı"
- "Bir twilit nehrinde bir tekne"
- eşanlamlı:
- loş ,
- alacakaranlık(a) ,
- twilit
Examples of using
The twilight merged into darkness.
Alacakaranlık karanlıkla birleşti.