Translation meaning & definition of the word "twice" into Turkish language

adverb

1. Two times

• "I called her twice"

synonym:
• twice

1. Iki katı

• "Onu iki kez aradım"

eşanlamlı:
• iki kere

2. To double the degree

• "She was doubly rewarded"

• "His eyes were double bright"

synonym:
• doubly
,
• double
,
• twice

2. Dereceyi iki katına çıkarmak

• "Iki kat ödüllendirildi"

• "Gözleri çift parlaktı"

eşanlamlı:
• ikişerli
,
• çift
,
• iki kere

Examples of using

Tom eats rice at least twice a day.

Tom günde en az iki kez pirinç yiyor.

Tom comes here twice a week.

Tom haftada iki kez buraya gelir.

Tom ate twice as much as I did.

Tom benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

Tom shot Mary twice in the leg.

Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.

Tom teaches me French twice a week.

Tom bana haftada iki kez Fransızca öğretir.

I stop here to eat once or twice a week.

Haftada bir ya da iki kez yemek yemek için burada dururum.

You don't have to tell me twice.

Bana iki kez söylemek zorunda değilsin.

Tom drank twice as much beer as Mary did.

Tom Mary'nin içtiği kadar çok birayı iki kez içti.

Don't think twice about it, Tom.

Onun hakkında iki kez düşünme, Tom.

I remember mentioning it once or twice.

Bundan bir veya iki kez bahsettiğimi hatırlıyorum.

I've seen this happen once or twice.

Bir ya da iki kez bunun olduğunu gördüm.

I've only spoken to Tom twice since he started working here.

Burada çalışmaya başladığından beri Tom'la sadece iki kez konuştum.

I've been married twice.

İki kez evlendim.

I've been engaged twice.

İki kez nişanlandım.

This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.

Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.

It happened twice.

O iki kez oldu.

I've called twice.

İki kez aradım.

I went twice.

İki kez gittim.

Tom shot twice.

Tom iki kez ateş etti.

I only met Tom twice.

Tom'la sadece iki kez karşılaştım.