Translation meaning & definition of the word "tumble" into Turkish language
Türk diline "tumble" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Tumble
[Bozmak]noun
1. An acrobatic feat of rolling or turning end over end
- synonym:
- tumble
1. Yuvarlanma veya dönme akrobatik başarısı uçtan uca
- eşanlamlı:
- düşmek
2. A sudden drop from an upright position
- "He had a nasty spill on the ice"
- synonym:
- spill ,
- tumble ,
- fall
2. Dik bir pozisyondan ani bir düşüş
- "Buzda kötü bir sızıntı vardı"
- eşanlamlı:
- dökmek ,
- düşmek
verb
1. Fall down, as if collapsing
- "The tower of the world trade center tumbled after the plane hit it"
- synonym:
- tumble ,
- topple
1. Düş, sanki çöküyormuş gibi
- "Dünya ticaret merkezi kulesi, uçak çarptıktan sonra devrildi"
- eşanlamlı:
- düşmek ,
- devirmek
2. Cause to topple or tumble by pushing
- synonym:
- topple ,
- tumble ,
- tip
2. Iterek devrilmeye veya düşmeye neden olur
- eşanlamlı:
- devirmek ,
- düşmek ,
- tip
3. Roll over and over, back and forth
- synonym:
- tumble
3. Tekrar tekrar yuvarlan, ileri geri
- eşanlamlı:
- düşmek
4. Fly around
- "The clothes tumbled in the dryer"
- "Rising smoke whirled in the air"
- synonym:
- whirl ,
- tumble ,
- whirl around
4. Uçuşmak
- "Giysiler kurutucuda yuvarlandı"
- "Havada dönen yükselen duman"
- eşanlamlı:
- fırıldanmak ,
- düşmek ,
- fırıl fırıl dönmek
5. Fall apart
- "The building crumbled after the explosion"
- "Negotiations broke down"
- synonym:
- crumble ,
- crumple ,
- tumble ,
- break down ,
- collapse
5. Parçalanmak
- "Patlamadan sonra bina çöktü"
- "Denemeler bozuldu"
- eşanlamlı:
- parçalanmak ,
- kırışmak ,
- düşmek ,
- bozmak ,
- çökme
6. Throw together in a confused mass
- "They tumbled the teams with no apparent pattern"
- synonym:
- tumble
6. Karışık bir kütlede bir araya getirin
- "Takipleri belirgin bir örüntü olmadan yuvarladılar"
- eşanlamlı:
- düşmek
7. Understand, usually after some initial difficulty
- "She didn't know what her classmates were plotting but finally caught on"
- synonym:
- catch on ,
- get wise ,
- get onto ,
- tumble ,
- latch on ,
- cotton on ,
- twig ,
- get it
7. Genellikle ilk zorluklardan sonra anlayın
- "Sınıf arkadaşlarının ne planladığını bilmiyordu ama sonunda yakaladı"
- eşanlamlı:
- tutulmak ,
- akıllı olmak ,
- binmek ,
- düşmek ,
- tutmak ,
- bulaşmak ,
- çakmak ,
- anlamak
8. Fall suddenly and sharply
- "Prices tumbled after the devaluation of the currency"
- synonym:
- tumble
8. Aniden ve keskin bir şekilde düşmek
- "Fiyatlar para biriminin devalüasyonundan sonra düştü"
- eşanlamlı:
- düşmek
9. Put clothes in a tumbling barrel, where they are whirled about in hot air, usually with the purpose of drying
- "Wash in warm water and tumble dry"
- synonym:
- tumble
9. Giysileri, genellikle kurutma amacıyla sıcak havada fırıl fırıl fırıl döndükleri yuvarlanan bir fıçıya koyun
- "Ilık suda yıkayın ve kurulayın"
- eşanlamlı:
- düşmek
10. Suffer a sudden downfall, overthrow, or defeat
- synonym:
- tumble
10. Ani bir çöküş, devrilme veya yenilgi yaşayın
- eşanlamlı:
- düşmek
11. Do gymnastics, roll and turn skillfully
- synonym:
- tumble
11. Jimnastik yapın, yuvarlanın ve ustaca dönün
- eşanlamlı:
- düşmek