Translation meaning & definition of the word "trivial" into Turkish language
Türk diline "önemsiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Trivial
[Önemsiz]/trɪviəl/
adjective
1. (informal) small and of little importance
- "A fiddling sum of money"
- "A footling gesture"
- "Our worries are lilliputian compared with those of countries that are at war"
- "A little (or small) matter"
- "A dispute over niggling details"
- "Limited to petty enterprises"
- "Piffling efforts"
- "Giving a police officer a free meal may be against the law, but it seems to be a picayune infraction"
- synonym:
- fiddling ,
- footling ,
- lilliputian ,
- little ,
- niggling ,
- piddling ,
- piffling ,
- petty ,
- picayune ,
- trivial
1. (resmi) küçük ve çok az öneme sahip
- "Korkunç bir miktar para"
- "Bir ayak hareketi"
- "Endişelerimiz savaşta olan ülkelerin endişeleriyle karşılaştırıldığında lilliputian"
- "Küçük (veya küçük) bir madde"
- "Nişan ayrıntılar konusunda bir anlaşmazlık"
- "Küçük işletmelerle sınırlıdır"
- "Doldurma çabaları"
- "Bir polis memuruna ücretsiz yemek vermek yasalara aykırı olabilir, ancak bir picayune ihlali gibi görünüyor"
- eşanlamlı:
- keman ,
- aptalca ,
- liliputlu ,
- azıcık ,
- titiz ,
- ufak ,
- kokuşmuş ,
- picayune ,
- önemsiz
2. Of little substance or significance
- "A few superficial editorial changes"
- "Only trivial objections"
- synonym:
- superficial ,
- trivial
2. Az miktarda madde veya önem
- "Birkaç yüzeysel editoryal değişiklik"
- "Sadece önemsiz itirazlar"
- eşanlamlı:
- yüzeysel ,
- önemsiz
3. Concerned with trivialities
- "A trivial young woman"
- "A trivial mind"
- synonym:
- trivial
3. Önemsiz şeylerle ilgili
- "Önemsiz bir genç kadın"
- "Önemsiz bir zihin"
- eşanlamlı:
- önemsiz
Examples of using
The proof is trivial.
Kanıt önemsiz.
The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
That is a trivial problem.
O önemsiz bir sorundur.