Translation meaning & definition of the word "trespass" into Turkish language
Türk diline "trespass" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Trespass
[Tecâvüz]/trɛspæs/
noun
1. A wrongful interference with the possession of property (personal property as well as realty), or the action instituted to recover damages
- synonym:
- trespass
1. Mülkiyetin (kişisel mülkiyetin yanı sıra gayrimenkulün) mülkiyetine veya zararları geri almak için başlatılan eyleme yanlış bir müdahale
- eşanlamlı:
- tecâvüz
2. Entry to another's property without right or permission
- synonym:
- trespass ,
- encroachment ,
- violation ,
- intrusion ,
- usurpation
2. Bir başkasının mülküne izinsiz veya haksız giriş
- eşanlamlı:
- tecâvüz ,
- zarar ,
- ihlal ,
- gasp
verb
1. Enter unlawfully on someone's property
- "Don't trespass on my land!"
- synonym:
- trespass ,
- intrude
1. Birinin mülküne yasadışı bir şekilde girin
- "Benim arazime izinsiz girme!"
- eşanlamlı:
- tecâvüz ,
- zorla sokmak
2. Make excessive use of
- "You are taking advantage of my good will!"
- "She is trespassing upon my privacy"
- synonym:
- trespass ,
- take advantage
2. Aşırı kullanmak
- "İyi niyetimden yararlanıyorsun!"
- "Gizliliğime izinsiz giriyor"
- eşanlamlı:
- tecâvüz ,
- yararlanmak
3. Break the law
- synonym:
- trespass
3. Kanunları çiğnemek
- eşanlamlı:
- tecâvüz
4. Commit a sin
- Violate a law of god or a moral law
- synonym:
- sin ,
- transgress ,
- trespass
4. Günah işlemek
- Tanrı'nın bir yasasını veya ahlaki bir yasayı ihlal etmek
- eşanlamlı:
- günah ,
- bozmak ,
- tecâvüz
5. Pass beyond (limits or boundaries)
- synonym:
- transgress ,
- trespass ,
- overstep
5. Ötesine geçmek (sınırlar veya sınırlar)
- eşanlamlı:
- bozmak ,
- tecâvüz ,
- aşmak
Examples of using
It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.
Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.