Translation meaning & definition of the word "treble" into Turkish language
Türk diline "treble" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Treble
[Tiz]/trɛbəl/
noun
1. The pitch range of the highest female voice
- synonym:
- soprano ,
- treble
1. En yüksek kadın sesinin perde aralığı
- eşanlamlı:
- soprano ,
- tiz
verb
1. Sing treble
- synonym:
- treble
1. Tiz şarkı söylemek
- eşanlamlı:
- tiz
2. Increase threefold
- "Triple your income!"
- synonym:
- triple ,
- treble
2. Üç kat artırmak
- "Gelirinizi üç katına çıkarın!"
- eşanlamlı:
- üçlü ,
- tiz
adjective
1. Having or denoting a high range
- "Soprano voice"
- "Soprano sax"
- "The boy still had a fine treble voice"
- "The treble clef"
- synonym:
- soprano ,
- treble
1. Yüksek bir aralığa sahip olmak veya belirtmek
- "Soprano sesi"
- "Soprano saksofon"
- "Çocuğun hala ince bir tiz sesi vardı"
- "Tiz nota anahtarı"
- eşanlamlı:
- soprano ,
- tiz
2. Three times as great or many
- "A claim for treble (or triple) damages"
- "A threefold increase"
- synonym:
- treble ,
- threefold ,
- three-fold ,
- triple
2. Üç kat daha büyük veya çok
- "Tiz (veya üçlü) hasarlar için bir talep"
- "Üç kat artış"
- eşanlamlı:
- tiz ,
- uçlu ,
- üç kat ,
- üçlü
3. Having three units or components or elements
- "A ternary operation"
- "A treble row of red beads"
- "Overcrowding made triple sessions necessary"
- "Triple time has three beats per measure"
- "Triplex windows"
- synonym:
- ternary ,
- treble ,
- triple ,
- triplex
3. Üç ünite veya bileşen veya elemana sahip olmak
- "Üçlü bir operasyon"
- "Bir tiz sıra kırmızı boncuk"
- "Aşırı kalabalık, üçlü oturumları gerekli kıldı"
- "Üçlü zamanın ölçü başına üç atımı vardır"
- "Tripleks pencereler"
- eşanlamlı:
- üçerli ,
- tiz ,
- üçlü ,
- uçlu
4. Having more than one decidedly dissimilar aspects or qualities
- "A double (or dual) role for an actor"
- "The office of a clergyman is twofold
- Public preaching and private influence"- r.w.emerson
- "Every episode has its double and treble meaning"-frederick harrison
- synonym:
- double ,
- dual ,
- twofold ,
- two-fold ,
- treble ,
- threefold ,
- three-fold
4. Birden fazla kesinlikle farklı yönlere veya niteliklere sahip olmak
- "Bir aktör için çift (veya ikili) bir rol"
- "Bir din adamının makamı iki yönlüdür
- Kamu vaaz ve özel etki" - rw.emerson
- "Her bölümün çift ve tiz anlamı vardır"-frederick harrison
- eşanlamlı:
- çift ,
- ikili ,
- iki katı ,
- iki kat ,
- tiz ,
- uçlu ,
- üç kat