Translation meaning & definition of the word "transport" into Turkish language
Türk diline "taşıma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Transport
[Taşıma]noun
1. Something that serves as a means of transportation
- synonym:
- conveyance ,
- transport
1. Bir ulaşım aracı olarak hizmet eden bir şey
- eşanlamlı:
- taşıma
2. An exchange of molecules (and their kinetic energy and momentum) across the boundary between adjacent layers of a fluid or across cell membranes
- synonym:
- transport
2. Bir sıvının bitişik katmanları arasındaki sınır boyunca veya hücre zarları boyunca moleküllerin (ve kinetik enerjilerinin ve momentumlarının) değişimi
- eşanlamlı:
- taşıma
3. The commercial enterprise of moving goods and materials
- synonym:
- transportation ,
- shipping ,
- transport
3. Mal ve malzemelerin taşınmasının ticari girişimi
- eşanlamlı:
- ulaşım ,
- nakliye ,
- taşıma
4. A state of being carried away by overwhelming emotion
- "Listening to sweet music in a perfect rapture"- charles dickens
- synonym:
- ecstasy ,
- rapture ,
- transport ,
- exaltation ,
- raptus
4. Ezici bir duygu tarafından taşınma durumu
- "Mükemmel bir rapture tatlı müzik dinleme" - charles dickens
- eşanlamlı:
- coşku ,
- mest ,
- taşıma ,
- heyecan ,
- raptus
5. A mechanism that transports magnetic tape across the read/write heads of a tape playback/recorder
- synonym:
- tape drive ,
- tape transport ,
- transport
5. Manyetik bandı bir bant oynatma/kaydedicinin okuma/yazma kafaları boyunca taşıyan bir mekanizma
- eşanlamlı:
- teyp sürücüsü ,
- bant taşıma ,
- taşıma
6. The act of moving something from one location to another
- synonym:
- transportation ,
- transport ,
- transfer ,
- transferral ,
- conveyance
6. Bir şeyi bir yerden diğerine taşıma eylemi
- eşanlamlı:
- ulaşım ,
- taşıma ,
- transfer
verb
1. Move something or somebody around
- Usually over long distances
- synonym:
- transport
1. Bir şeyi ya da birini hareket ettir
- Genellikle uzun mesafelerde
- eşanlamlı:
- taşıma
2. Move while supporting, either in a vehicle or in one's hands or on one's body
- "You must carry your camping gear"
- "Carry the suitcases to the car"
- "This train is carrying nuclear waste"
- "These pipes carry waste water into the river"
- synonym:
- transport ,
- carry
2. Destek verirken, bir araçta veya birinin elinde veya vücudunda hareket edin
- "Kamp ekipmanlarını taşımalısın"
- "Bavulları arabaya taşı"
- "Bu tren nükleer atık taşıyor"
- "Bu borular nehre atık su taşır"
- eşanlamlı:
- taşıma ,
- taşımak
3. Hold spellbound
- synonym:
- enchant ,
- enrapture ,
- transport ,
- enthrall ,
- ravish ,
- enthral ,
- delight
3. Büyü yap
- eşanlamlı:
- büyülemek ,
- mest etmek ,
- taşıma ,
- hovarda ,
- etkilemek ,
- zevk
4. Transport commercially
- synonym:
- transport ,
- send ,
- ship
4. Ticari olarak taşıma
- eşanlamlı:
- taşıma ,
- göndermek ,
- gemi
5. Send from one person or place to another
- "Transmit a message"
- synonym:
- transmit ,
- transfer ,
- transport ,
- channel ,
- channelize ,
- channelise
5. Bir kişiden veya yerden diğerine gönder
- "Mesaj gönder"
- eşanlamlı:
- iletmek ,
- transfer ,
- taşıma ,
- kanal ,
- kanalize etmek