Translation meaning & definition of the word "training" into Turkish language

noun

1. Activity leading to skilled behavior

synonym:
• training
,
• preparation
,
• grooming

1. Yetenekli davranışa yol açan aktivite

eşanlamlı:
• eğitim
,
• hazırlık
,
• bakım

2. The result of good upbringing (especially knowledge of correct social behavior)

• "A woman of breeding and refinement"

synonym:
• education
,
• training
,
• breeding

2. İyi yetiştirmenin sonucu (özellikle doğru sosyal davranış bilgisi)

• "Büyüyen ve arındıran bir kadın"

eşanlamlı:
• eğitim
,
• üreme

Examples of using

Tom is training his dog.

Tom köpeğini eğitiyor.

I'm still in training.

Hâlâ stajdayım.

I supervised Tom's training.

Tom'un eğitimini denetledim.

I'm in training.

Eğitimdeyim.

Tom needs training.

Tom'un eğitime ihtiyacı var.

Tom needed training.

Tom'un eğitime ihtiyacı vardı.

Tom is training.

Tom antrenman yapıyor.

It's good training.

İyi bir eğitim.

Tom still needs more training.

Tom'un hâlâ biraz daha eğitime ihtiyacı var.

I think you should stick to your training schedule.

Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.

Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.

Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.

Tom did weight training at a local gym.

Tom, yerel bir spor salonunda ağırlık antrenmanı yaptı.

Tom does weight training.

Tom ağırlık çalışması yapar.

What kind of training have you had?

Ne tür eğitim almaktasın?

They needed jobs and training.

Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.

He cannot put up with hard training.

Zor eğitime katlanamaz.

I am training a horse for the race.

Yarış için bir at eğitiyorum.

I ran away from the training camp.

Eğitim kampından kaçtım.

I am training hard so that I may win the race.

Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.

The training session is scheduled to begin at 4 p.m.

Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.