Translation meaning & definition of the word "tower" into Turkish language
Türk diline "kule" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Tower
[Kule]/taʊər/
noun
1. A structure taller than its diameter
- Can stand alone or be attached to a larger building
- synonym:
- tower
1. Çapından daha uzun bir yapı
- Tek başına durabilir veya daha büyük bir binaya bağlanabilir
- eşanlamlı:
- kule
2. Anything that approximates the shape of a column or tower
- "The test tube held a column of white powder"
- "A tower of dust rose above the horizon"
- "A thin pillar of smoke betrayed their campsite"
- synonym:
- column ,
- tower ,
- pillar
2. Bir sütun veya kulenin şekline yaklaşan herhangi bir şey
- "Test tüpü bir beyaz toz sütunu tutuyordu"
- "Bir toz kulesi ufkun üzerinde yükseldi"
- "İnce bir duman sütunu kamp alanlarına ihanet etti"
- eşanlamlı:
- sütun ,
- kule
3. A powerful small boat designed to pull or push larger ships
- synonym:
- tugboat ,
- tug ,
- towboat ,
- tower
3. Daha büyük gemileri çekmek veya itmek için tasarlanmış güçlü bir küçük tekne
- eşanlamlı:
- römorkör ,
- çekiş ,
- kule
verb
1. Appear very large or occupy a commanding position
- "The huge sculpture predominates over the fountain"
- "Large shadows loomed on the canyon wall"
- synonym:
- loom ,
- tower ,
- predominate ,
- hulk
1. Çok büyük görünün veya komuta pozisyonunu işgal edin
- "Büyük heykel çeşmenin üzerinde ağır basmaktadır"
- "Kanyon duvarında büyük gölgeler belirdi"
- eşanlamlı:
- tezgâh ,
- kule ,
- üstün olmak ,
- hulk
Examples of using
I'm pretty sure that tower is 330 meters tall.
O kulenin 330 metre uzunluğunda olduğundan çok eminim.
Lightning hit that tower.
Yıldırım kuleye isabet etti.
That's a tower.
Bu bir kule.