Translation meaning & definition of the word "too" into Turkish language

adverb

1. To a degree exceeding normal or proper limits

• "Too big"

synonym:
• excessively
,
• overly
,
• to a fault
,
• too

1. Normal veya uygun sınırları aşan bir dereceye kadar

• "Çok büyük"

eşanlamlı:
• fazlaca
,
• aşırı
,
• hataya karşı
,
• çok

2. In addition

• "He has a mercedes, too"

synonym:
• besides
,
• too
,
• also
,
• likewise
,
• as well

2. Ilaveten

• "Onun da bir mercedes'i var"

eşanlamlı:
• üstelik
,
• çok
,
• ayrıca
,
• aynı şekilde
,
• bile

Examples of using

Tom mentioned your name, too.

Tom'da senin adından söz etti.

Tom complained that the room was too hot.

Tom odanın çok sıcak olduğundan yakındı.

Tom complained that his room was too small.

Tom odasının çok küçük olduğundan yakındı.

Tom arrived too late.

Tom çok geç geldi.

Tom arrived too early.

Tom çok erken geldi.

Tom and Mary both drink too much coffee.

Tom ve Mary her ikisi de çok fazla kahve içerler.

You should be worried, too.

Sen de endişeli olmalısın.

You should be there, too.

Siz de orada olmalısınız.

That's what I think, too.

Bu benim de düşündüğüm şey.

People don't usually swim around here. The water's not too clean.

İnsanlar buralarda genellikle yüzmezler. Su çok temiz değil.

My grandfather says he's too old to swim.

Büyük babam yüzemeyecek kadar çok yaşlı olduğunu söylüyor.

Is Tom still too busy to see me?

Tom hâlâ beni göremeyecek kadar çok meşgul mü?

If Tom swims, I will, too.

Tom yüzerse ben de yüzeceğim.

If Tom starts laughing, I probably will, too.

Tom gülmeye başlarsa muhtemelen ben de gülerim.

If Tom joins your team, I will, too.

Tom takımına katılırsa ben de katılacağım.

If Tom is going to zoo with you, I'll go, too.

Tom hayvanat bahçesine seninle gidiyorsa ben de gideceğim.

If Tom goes, I'll go, too.

Tom giderse ben de gideceğim.

If Tom goes, I will, too.

Tom giderse ben de gideceğim.

I came here three days ago, too.

Üç gün önce ben de buraya geldim.

Don't stay too long.

Çok uzun süre kalmayın.