Translation meaning & definition of the word "tidy" into Turkish language
Türk diline "tidy" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Tidy
[Düzenli]/taɪdi/
noun
1. Receptacle that holds odds and ends (as sewing materials)
- synonym:
- tidy
1. Olasılıkları ve sonları tutan priz (dikiş malzemeleri olarak)
- eşanlamlı:
- düzenli
verb
1. Put (things or places) in order
- "Tidy up your room!"
- synonym:
- tidy ,
- tidy up ,
- clean up ,
- neaten ,
- straighten ,
- straighten out ,
- square away
1. Sıraya koymak (şeyler veya yerler)
- "Odanı topla!"
- eşanlamlı:
- düzenli ,
- düzene sokmak ,
- temizlemek ,
- düzleştirmek ,
- düzeltmek ,
- yola koyulmak
adjective
1. Marked by order and cleanliness in appearance or habits
- "A tidy person"
- "A tidy house"
- "A tidy mind"
- synonym:
- tidy
1. Görünüşte veya alışkanlıklarda düzen ve temizlik ile işaretlenir
- "Düzenli bir insan"
- "Düzenli bir ev"
- "Düzenli bir zihin"
- eşanlamlı:
- düzenli
2. (of hair) neat and tidy
- "A nicely kempt beard"
- synonym:
- kempt ,
- tidy
2. (saç) temiz ve düzenli
- "Güzel sakal"
- eşanlamlı:
- mahir ,
- düzenli
3. Large in amount or extent or degree
- "It cost a considerable amount"
- "A goodly amount"
- "Received a hefty bonus"
- "A respectable sum"
- "A tidy sum of money"
- "A sizable fortune"
- synonym:
- goodly ,
- goodish ,
- healthy ,
- hefty ,
- respectable ,
- sizable ,
- sizeable ,
- tidy
3. Miktar veya kapsam veya derece büyük
- "Önemli bir miktara mal oldu"
- "Iyi miktarda"
- "Yüksek bir bonus aldı"
- "Saygın bir miktar"
- "Düzenli bir miktar para"
- "Büyük bir servet"
- eşanlamlı:
- güzel ,
- iyice ,
- sağlıklı ,
- ağır ,
- saygın ,
- büyükçe ,
- düzenli
Examples of using
I'm tidy.
Ben düzenliyim.
Tom is tidy.
Tom düzenli.
You're tidy.
Sen düzenlisin?