Translation meaning & definition of the word "tickle" into Turkish language
Türk diline "bilek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Tickle
[Gıdıklamak]/tɪkəl/
noun
1. A cutaneous sensation often resulting from light stroking
- synonym:
- tickle
1. Genellikle ışık okşayarak kaynaklanan bir kutanöz hissi
- eşanlamlı:
- gıdıklamak
2. The act of tickling
- synonym:
- tickle ,
- tickling ,
- titillation
2. Gıdıklama eylemi
- eşanlamlı:
- gıdıklamak ,
- gıdıklama
verb
1. Touch (a body part) lightly so as to excite the surface nerves and cause uneasiness, laughter, or spasmodic movements
- synonym:
- tickle ,
- titillate ,
- vellicate
1. Yüzey sinirlerini heyecanlandırmak ve tedirginlik, kahkaha veya spazmodik hareketlere neden olmak için hafifçe dokunun (vücut kısmı)
- eşanlamlı:
- gıdıklamak ,
- gıcıklamak ,
- seğirmek
2. Feel sudden intense sensation or emotion
- "He was thrilled by the speed and the roar of the engine"
- synonym:
- thrill ,
- tickle ,
- vibrate
2. Ani yoğun his veya duygu hissedin
- "Motorun hızı ve kükremesi ile heyecanlandı"
- eşanlamlı:
- heyecan ,
- gıdıklamak ,
- titreşmek
3. Touch or stroke lightly
- "The grass tickled her calves"
- synonym:
- tickle
3. Hafifçe dokunmak veya inmek
- "Çimler buzağılarını gıdıkladı"
- eşanlamlı:
- gıdıklamak