Examples of using
He has worked throughout the whole day.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
He has helped the poor throughout his life.
Hayatı boyunca fakire yardım etti.
People throughout the north were angry.
Kuzey boyunca insanlar kızgındı.
He was well known throughout the country.
Ülke genelinde iyi tanınırdı.
I had perfect attendence throughout the year.
Yıl boyunca mükemmel katılımım vardı.
He became famous throughout the world.
O dünyaca meşhur oldu.
She cried throughout the night.
Bütün gece boyunca ağladı.
He traveled throughout the country.
O, ülke çapında seyahat etti.
He stayed in Nagano throughout the summer.
O yaz boyunca Nagano'da kaldı.
War has produced famine throughout history.
Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.
There is usually good weather in November throughout Japan.
Japonya'da Kasım ayında genellikle iyi hava vardır.
Heat was spread throughout the room by the electric stove.
Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
The rumor spread throughout the country.
Söylenti ülke geneline yayıldı.
That country remained neutral throughout World War II.
O ülke II.Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı.
The two boys traveled throughout the land.
İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.
Bad cold is prevailing throughout the country.
Ülke genelinde soğuk hava hüküm sürüyor.
Bad cold is prevailing throughout the country.
Kötü bir soğuk algınlığı ülke genelinde hüküm sürüyor.
