Translation meaning & definition of the word "thoughtful" into Turkish language

adjective

1. Having intellectual depth

• "A deeply thoughtful essay"

synonym:
• thoughtful

1. Entelektüel derinliğe sahip olmak

• "Derin düşünceli bir makale"

eşanlamlı:
• düşünceli

2. Exhibiting or characterized by careful thought

• "A thoughtful paper"

synonym:
• thoughtful

2. Dikkatli düşünce ile sergilenen veya karakterize edilen

• "Sendikacı bir kağıt"

eşanlamlı:
• düşünceli

3. Acting with or showing thought and good sense

• "A sensible young man"

synonym:
• thoughtful
,
• serious-minded

3. Düşünce ve iyi niyetle hareket etmek veya göstermek

• "Akıllı bir genç adam"

eşanlamlı:
• düşünceli
,
• ciddi düşünceli

4. Taking heed

• Giving close and thoughtful attention

• "Heedful of the warnings"

• "So heedful a writer"

• "Heedful of what they were doing"

synonym:
• heedful
,
• attentive
,
• thoughtful
,
• paying attention

4. Aldırış etme

• Yakın ve düşünceli bir ilgi göstermek

• "Tazarlara dikkat edin"

• "Çok dikkatli bir yazar"

• "Yaptıklarına dikkat et"

eşanlamlı:
• özenli
,
• düşünceli
,
• ilgilenme

5. Considerate of the feelings or well-being of others

synonym:
• thoughtful

5. Başkalarının duygularını veya refahını düşünün

eşanlamlı:
• düşünceli

Examples of using

That's so thoughtful.

O çok düşünceli.

Tom looks thoughtful.

Tom düşünceli görünüyor.

Tom is thoughtful.

Tom düşünceli.

That's very thoughtful.

O çok düşünceli.

Tom had a thoughtful look on his face.

Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.

Oh, thanks! How thoughtful.

Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.

They said Reagan seemed calm and thoughtful.

Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.

She had a thoughtful look on her face.

Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.

She is very thoughtful and patient.

O çok düşünceli ve sabırlı.

Everyone can tell she is thoughtful.

Herkes onu düğünceli bir insan olarak bilir.

He is a very thoughtful person.

O, çok düşünceli bir kişidir.