Translation meaning & definition of the word "thought" into Turkish language

noun

1. The content of cognition

• The main thing you are thinking about

• "It was not a good idea"

• "The thought never entered my mind"

synonym:
• idea
,
• thought

1. Bilişin içeriği

• Düşündüğün en önemli şey

• "İyi bir fikir değildi"

• "Düşünce hiç aklıma gelmedi"

eşanlamlı:
• fikir
,
• düşünce

2. The process of using your mind to consider something carefully

• "Thinking always made him frown"

• "She paused for thought"

synonym:
• thinking
,
• thought
,
• thought process
,
• cerebration
,
• intellection
,
• mentation

2. Bir şeyi dikkatlice düşünmek için zihninizi kullanma süreci

• "Düşünmek onu hep kaşlarını çattı"

• "Düşünce için durdu"

eşanlamlı:
• düşünme
,
• düşünce
,
• düşünce süreci
,
• beyin faaliyeti
,
• anlama
,
• mentasyon

3. The organized beliefs of a period or group or individual

• "19th century thought"

• "Darwinian thought"

synonym:
• thought

3. Bir dönemin veya grubun veya bireyin organize inançları

• "19. yüzyıl düşüncesi"

• "Darwin düşüncesi"

eşanlamlı:
• düşünce

4. A personal belief or judgment that is not founded on proof or certainty

• "My opinion differs from yours"

• "I am not of your persuasion"

• "What are your thoughts on haiti?"

synonym:
• opinion
,
• sentiment
,
• persuasion
,
• view
,
• thought

4. Kanıt veya kesinlik üzerine kurulmamış kişisel bir inanç veya yargı

• "Benim görüşüm seninkinden farklı"

• "Ben senin ikna edicin değilim"

• "Haiti hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?"

eşanlamlı:
• görüş
,
• duygu
,
• ikna
,
• görünüm
,
• düşünce

Examples of using

Tom didn't have as much trouble getting a loan as he thought he would.

Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok bir kredi alma sorunu olmadı.

Tom didn't have as much trouble finding a job as he thought he would.

Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok bir iş bulma sorunu olmadı.

Tom didn't have as much trouble falling asleep as he thought he would.

Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok uyuma sorunu olmadı.

Tom asked us what we thought Mary wanted.

Tom bize Mary'nin ne istediğini düşündüğümüzü sordu.

Tom asked us what we thought Mary wanted to do.

Tom bize Mary'nin ne yapmayı istediğini düşündüğümüzü sordu.

Tom asked me who I thought would be at the meeting.

Tom bana toplantıda kimlerin olacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me which team I thought would win the game.

Tom bana oyunu hangi takımın kazanacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me what I thought was going to happen.

Tom bana ne olacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked Mary what she thought.

Tom Mary'ye ne düşündüğünü sordu.

Tom asked Mary what she thought the problem was.

Tom Mary'ye sorunun ne olduğunu düşündüğünü sordu.

It was just a thought.

Sadece bir düşünceydi.

It just wasn't what we thought.

Sadece düşündüğümüz değildi.

Mary asked her friends if they thought Tom liked her.

Mary arkadaşlarına Tom'un kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünüp düşünmediklerini sordu.

I asked Tom how much he thought it would cost to get someone to paint our house.

Tom'a evimizi birine boyatmanın ne kadara mal olacağını düşündüğünü sordum.

I asked Tom how much time he thought it would take.

Tom'a onun ne kadar zaman alacağını düşündüğünü sordum.

Tom said that he thought Mary was an idiot.

Tom Mary'nin bir aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.

Tom thought Mary was asleep.

Tom Mary'nin uyuduğunu düşündü.

I thought I'd never see you alive again.

Seni tekrar canlı görmeyeceğimi düşünüyordum.

Tom was staring out the window deep in thought.

Tom derin düşünceye dalmış pencereden dışarıya bakıyordu.

Tom thought that Mary was being unreasonable.

Tom Mary'nin mantıksız olduğunu düşünüyordu.