Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "thing" into Turkish language

Türk diline "şey" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Thing

[Şey]
/θɪŋ/

noun

1. A special situation

  • "This thing has got to end"
  • "It is a remarkable thing"
    synonym:
  • thing

1. Özel bir durum

  • "Bu şey bitmeli"
  • "Bu dikkate değer bir şey"
    eşanlamlı:
  • şey

2. An action

  • "How could you do such a thing?"
    synonym:
  • thing

2. Bir eylem

  • "Böyle bir şeyi nasıl yapabildin?"
    eşanlamlı:
  • şey

3. A special abstraction

  • "A thing of the spirit"
  • "Things of the heart"
    synonym:
  • thing

3. Özel bir soyutlama

  • "Ruhla ilgili bir şey"
  • "Kalbin şeyleri"
    eşanlamlı:
  • şey

4. An artifact

  • "How does this thing work?"
    synonym:
  • thing

4. Bir eser

  • "Bu şey nasıl çalışıyor?"
    eşanlamlı:
  • şey

5. An event

  • "A funny thing happened on the way to the..."
    synonym:
  • thing

5. Bir olay

  • "Yolda komik bir şey oldu..."
    eşanlamlı:
  • şey

6. A vaguely specified concern

  • "Several matters to attend to"
  • "It is none of your affair"
  • "Things are going well"
    synonym:
  • matter
  • ,
  • affair
  • ,
  • thing

6. Belli belirsiz bir endişe

  • "Katılması gereken birkaç konu"
  • "Bu senin meselen değil"
  • "İşler iyi gidiyor"
    eşanlamlı:
  • mesele
  • ,
  • ilişki
  • ,
  • şey

7. A statement regarded as an object

  • "To say the same thing in other terms"
  • "How can you say such a thing?"
    synonym:
  • thing

7. Bir nesne olarak kabul edilen bir ifade

  • "Aynı şeyi başka bir deyişle söylemek"
  • "Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsin?"
    eşanlamlı:
  • şey

8. An entity that is not named specifically

  • "I couldn't tell what the thing was"
    synonym:
  • thing

8. Özel olarak adlandırılmamış bir varlık

  • "O şeyin ne olduğunu söyleyemedim"
    eşanlamlı:
  • şey

9. Any attribute or quality considered as having its own existence

  • "The thing i like about her is ..."
    synonym:
  • thing

9. Kendi varlığına sahip olduğu düşünülen herhangi bir nitelik veya nitelik

  • "Onun hakkında sevdiğim şey ..."
    eşanlamlı:
  • şey

10. A special objective

  • "The thing is to stay in bounds"
    synonym:
  • thing

10. Özel bir amaç

  • "Şey sınırlarda kalmak"
    eşanlamlı:
  • şey

11. A persistent illogical feeling of desire or aversion

  • "He has a thing about seafood"
  • "She has a thing about him"
    synonym:
  • thing

11. Kalıcı mantıksız bir arzu veya isteksizlik hissi

  • "Deniz ürünleri hakkında bir şeyi var"
  • "Onun hakkında bir şey var"
    eşanlamlı:
  • şey

12. A separate and self-contained entity

    synonym:
  • thing

12. Ayrı ve bağımsız bir varlık

    eşanlamlı:
  • şey

Examples of using

Tom now realizes he said the wrong thing.
Tom şimdi yanlış bir şey söylediğini fark ediyor.
Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.
Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir.
Tom did a very foolish thing.
Tom çok aptalca bir şey yaptı.