Translation meaning & definition of the word "thickly" into Turkish language
Türk diline "kalın" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Thickly
[Koyuca]/θɪkli/
adverb
1. Spoken with poor articulation as if with a thick tongue
- "After a few drinks he was beginning to speak thickly"
- synonym:
- thickly
1. Kalın bir dil ile sanki zayıf eklem ile konuşulur
- "Birkaç içkiden sonra kalın konuşmaya başlamıştı"
- eşanlamlı:
- koyuca
2. In a concentrated manner
- "Old houses are often so densely packed that perhaps three or four have to be demolished for every new one built"
- "A thickly populated area"
- synonym:
- densely ,
- thickly
2. Konsantre bir şekilde
- "Eski evler genellikle o kadar yoğun bir şekilde paketlenir ki, belki de inşa edilen her yeni ev için üç veya dört yıkılmalıdır"
- "Kalın nüfuslu bir bölge"
- eşanlamlı:
- yoğun olarak ,
- koyuca
3. With a thick consistency
- "The blood was flowing thick"
- synonym:
- thickly ,
- thick
3. Kalın bir kıvamda
- "Kan kalın akıyordu"
- eşanlamlı:
- koyuca ,
- kalın
4. With thickness
- In a thick manner
- "Spread 1/4 lb softened margarine or cooking fat fairly thickly all over the surface"
- "We were visiting a small, thickly walled and lovely town with straggling outskirt"
- synonym:
- thickly
4. Kalınlıkta
- Kalın bir şekilde
- "1/4 lb yumuşatılmış margarin veya yağın yüzeyin her tarafına oldukça kalın bir şekilde yayılması"
- "Başıboş bir etekle küçük, kalın duvarlı ve güzel bir kasabayı ziyaret ediyorduk"
- eşanlamlı:
- koyuca
5. In quick succession
- "Misfortunes come fast and thick"
- synonym:
- thick ,
- thickly
5. Arda hızlı bir şekilde
- "Felaket hızlı ve kalın gelir"
- eşanlamlı:
- kalın ,
- koyuca
Examples of using
She spread honey thickly on her toast.
Tostunun üstüne kalınca bal yaydı.