Translation meaning & definition of the word "tent" into Turkish language

noun

1. A portable shelter (usually of canvas stretched over supporting poles and fastened to the ground with ropes and pegs)

• "He pitched his tent near the creek"

synonym:
• tent
,
• collapsible shelter

1. Taşınabilir bir barınak (genellikle destek direkleri üzerine gerilmiş ve ipler ve mandallarla yere tutturulmuş tuval)

• "Çadırını derenin yakınına kurdu"

eşanlamlı:
• çadır
,
• katlanabilir sığınak

2. A web that resembles a tent or carpet

synonym:
• tent

2. Çadır veya halıya benzeyen bir ağ

eşanlamlı:
• çadır

verb

1. Live in or as if in a tent

• "Can we go camping again this summer?"

• "The circus tented near the town"

• "The houseguests had to camp in the living room"

synonym:
• camp
,
• encamp
,
• camp out
,
• bivouac
,
• tent

1. Çadırda ya da çadırda yaşıyormuş gibi

• "Bu yaz yine kampa gidebilir miyiz?"

• "Sirk kasabanın yakınında çadır kurdu"

• "Evciller oturma odasında kamp yapmak zorunda kaldı"

eşanlamlı:
• kamp
,
• kamp kurmak
,
• mancınık
,
• çadır

Examples of using

Do you really want to pitch your tent this close to the river?

Çadırını nehre bu kadar yakın kurmayı gerçekten istiyor musun?

You are used to sleeping in a tent.

Bir çadırda uyurdunuz.

We pitched the tent next to the river.

Çadırı nehrin yanında kurduk.

I'm used to sleeping in a tent.

Çadırda yatmaya alışkınım.

Whose idea was it to pitch the tent here?

Çadırı buraya kurmak kimin fikriydi?

Tom and Mary pitched their tent near the stream.

Tom ve Mary çadırlarını dere kenarında kurdu.

Tom had some money stolen from his tent.

Tom çadırından biraz para çaldırdı.

We slept in a tent.

Biz bir çadırda uyuduk.

Let's put up our tent here.

Çadırımızı buraya kuralım.

In the tent we talked and talked.

Çadırda konuştukça konuştuk.

In the tent we talked and talked.

Çadırda sürekli konuştuk.

It took us half an hour to set up the tent.

Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.

The leader should know where to set up the tent.

Liderin çadırı nerede kuracağını bilmesi gerekir.

The bear began tearing at the tent.

Ayı çadırı yırtmaya başladı.