Translation meaning & definition of the word "tend" into Turkish language
Türk diline "eğil" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Tend
[Eğmek]/tɛnd/
verb
1. Have a tendency or disposition to do or be something
- Be inclined
- "She tends to be nervous before her lectures"
- "These dresses run small"
- "He inclined to corpulence"
- synonym:
- tend ,
- be given ,
- lean ,
- incline ,
- run
1. Bir şey yapma veya olma eğilimi veya eğilimi var
- Meyletmek
- "O derslerinden önce gergin olma eğilimindedir"
- "Bu elbiseler küçük"
- "Şehvete meyletti"
- eşanlamlı:
- yönelmek ,
- verilmek ,
- yalın ,
- eğilmek ,
- koşmak
2. Have care of or look after
- "She tends to the children"
- synonym:
- tend
2. Dikkatli olun veya bakın
- "Çocuklara yöneliyor"
- eşanlamlı:
- yönelmek
3. Manage or run
- "Tend a store"
- synonym:
- tend
3. Yönet veya çalıştır
- "Mağazaya ticaret yapmak"
- eşanlamlı:
- yönelmek
Examples of using
I tend to agree.
Kabul etmeye eğilimliyim.
I tend to agree with Tom.
Tom ile aynı fikirde olmaya eğilimliyim.
People tend to raise their voices when they get excited.
İnsanlar heyecanlandıklarında seslerini yükseltmeye eğilimlidirler.