Tom has a very quick temper.
Tom'un çok çabuk öfkelenmesi var.
Tom apologized to Mary for losing his temper.
Tom öfkesini kaybettiği için Mary'den özür diledi.
I shouldn't have lost my temper.
Kendimi kaybetmemeliydim.
I lost my temper.
Kendimi kaybettim.
Tom has trouble keeping his temper.
Tom öfkesini korumakta zorlanıyor.
Tom lost his temper.
Tom öfkesini kaybetti.
He lost his temper.
Öfkesini kaybetti.
Don't lose your temper no matter what he says.
Ne derse desin kendini kaybetme.
Tom did his best to keep temper under control.
Tom öfkeyi kontrol altında tutmak için elinden geleni yaptı.
Tom has quite a temper.
Tom'un oldukça öfkeli.
Cathy has a temper.
Cathy'nin öfkesi var.
Tom lost his temper and hit Mary.
Tom öfkesini kaybetti ve Mary'ye vurdu.
Tom lost his temper and shouted at Mary.
Tom öfkesini kaybetti ve Mary'ye bağırdı.
Tom was afraid of Mary's temper.
Tom Mary'nin öfkesinden korkuyordu.
Tom has a bad temper.
Tom'un kötü bir öfkesi var.
Tom loses his temper easily.
Tom kolayca öfkesini kaybeder.
I lost my temper with him because of his arrogance.
Kibri yüzünden ona karşı öfkemi kaybettim.
He couldn't hold his temper any longer.
Öfkesini daha fazla tutamadı.
Don't lose your temper.
Kendini kaybetme.
She was in a bad temper.
Kötü bir öfkeye kapılmıştı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.