Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "tea" into Turkish language

Türk diline "çay" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Tea

[Çay]
/ti/

noun

1. A beverage made by steeping tea leaves in water

  • "Iced tea is a cooling drink"
    synonym:
  • tea

1. Çay yapraklarını suya batırarak yapılan bir içecek

  • "Buzlu çay serinletici bir içecektir"
    eşanlamlı:
  • çay

2. A light midafternoon meal of tea and sandwiches or cakes

  • "An englishman would interrupt a war to have his afternoon tea"
    synonym:
  • tea
  • ,
  • afternoon tea
  • ,
  • teatime

2. Hafif bir öğleden sonra öğlen yemeği çay ve sandviç veya kek

  • "İngiliz bir adam ikindi çayını içmek için savaşı keserdi"
    eşanlamlı:
  • çay
  • ,
  • ikindi çayı
  • ,
  • çay saati

3. A tropical evergreen shrub or small tree extensively cultivated in e.g. china and japan and india

  • Source of tea leaves
  • "Tea has fragrant white flowers"
    synonym:
  • tea
  • ,
  • Camellia sinensis

3. Tropikal yaprak dökmeyen çalı veya yaygın olarak yetiştirilen küçük bir ağaç örn. çin, japonya ve hindistan

  • Çay yapraklarının kaynağı
  • "Çay kokulu beyaz çiçeklere sahiptir"
    eşanlamlı:
  • çay
  • ,
  • Kamelya sinensis

4. A reception or party at which tea is served

  • "We met at the dean's tea for newcomers"
    synonym:
  • tea

4. Çayın servis edildiği bir resepsiyon veya parti

  • "Yeni gelenler için dean'in çayında buluştuk"
    eşanlamlı:
  • çay

5. Dried leaves of the tea shrub

  • Used to make tea
  • "The store shelves held many different kinds of tea"
  • "They threw the tea into boston harbor"
    synonym:
  • tea
  • ,
  • tea leaf

5. Çay çalısının kurutulmuş yaprakları

  • Çay yapmak için kullanılır
  • "Mağaza rafları birçok farklı çay çeşidini tutuyordu"
  • "Çayı boston limanına attılar"
    eşanlamlı:
  • çay
  • ,
  • çay yaprağı

Examples of using

Tom put two sugar cubes in his tea.
Tom çayına iki küp şeker koydu.
Tom poured himself cup of herbal tea.
Tom kendisine bir fincan bitki çayı koydu.
How much sugar do you put in your tea?
Çayına ne kadar şeker koyarsın?