Translation meaning & definition of the word "tax" into Turkish language

noun

1. Charge against a citizen's person or property or activity for the support of government

synonym:
• tax
,
• taxation
,
• revenue enhancement

1. Hükümetin desteği için bir vatandaşın şahsına veya mülküne veya faaliyetine karşı suçlama

eşanlamlı:
• vergi
,
• vergilendirme

verb

1. Levy a tax on

• "The state taxes alcohol heavily"

• "Clothing is not taxed in our state"

synonym:
• tax

1. Vergi ödemek

• "Devlet alkolü ağır vergilendirir"

• "Giyim devletimizde vergilendirilmez"

eşanlamlı:
• vergi

2. Set or determine the amount of (a payment such as a fine)

synonym:
• tax
,
• assess

2. Miktarını ayarlayın veya belirleyin (para cezası gibi bir ödeme)

eşanlamlı:
• vergi
,
• değerlendirmek

3. Use to the limit

• "You are taxing my patience"

synonym:
• tax
,
• task

3. Sınıra kadar kullanın

• "Sabrımı zorluyorsun"

eşanlamlı:
• vergi
,
• görev

4. Make a charge against or accuse

• "They taxed him failure to appear in court"

synonym:
• tax

4. Suçlamada bulunmak veya suçlamak

• "Sahneye çıkmamasını vergilendirdiler"

eşanlamlı:
• vergi

Examples of using

It's tax season.

Bu vergi sezonu.

Do I have to pay the tax?

Vergi ödemek zorunda mıyım?

The furnishing of his work room was tax deductible.

Onun çalışma odasının mobilyası vergiden düşürülebilirdi.

It doesn't make much sense to me that I have to pay more income tax than you even though you make more money than I do.

Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.

He wanted to reduce the tax on imports.

O ithalatta vergi azaltmak istedi.

He called for a tax on earnings.

O kazançlarla ilgili vergi talep etti.

It costs $100 a night not counting tax.

Vergi hariç geceliği 1,000 dolara mal olur.

The room charge is $100 a night plus tax.

Gecelik oda ücreti vergi dahil 100 dolar.

Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?

Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?

The ruling party pushed its tax bill through.

İktidar partisi vergi yasa tasarısını kabul ettirdi.

I think they should put a heavy tax on imports.

Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.

The opposition party put forward a bill to reduce income tax.

Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.

How much is it including insurance and tax?

Sigorta ve vergi dahil ne kadar?

He was arrested on charges of tax evasion.

Vergi kaçakçılığı suçundan tutuklandı.

He was accused of evading tax.

Vergi kaçırmakla suçlandı.

The price includes the consumption tax.

Fiyata tüketim vergisi dahil.

Many consumers rose up against the consumption tax.

Çoğu müşteri tüketim vergisine karşı çıktı.

The tax increases affected our lives greatly.

Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi.

The pressure for tax reform is growing.

Vergi reformu için baskı artıyor.

Please pay the tax.

Lütfen vergi ödeyin.