Translation meaning & definition of the word "tape" into Turkish language

noun

1. A long thin piece of cloth or paper as used for binding or fastening

• "He used a piece of tape for a belt"

• "He wrapped a tape around the package"

synonym:
• tape

1. Bağlama veya sabitleme için kullanılan uzun ince bir bez veya kağıt parçası

• "Bir kemer için bir bant parçası kullandı"

• "Paketin etrafına bir bant sardı"

eşanlamlı:
• bantlamak

2. A recording made on magnetic tape

• "The several recordings were combined on a master tape"

synonym:
• tape
,
• tape recording
,
• taping

2. Manyetik bant üzerine yapılmış bir kayıt

• "Birkaç kayıt bir ana kaset üzerinde birleştirildi"

eşanlamlı:
• bantlamak
,
• kaset kaydı
,
• bantlama

3. The finishing line for a foot race

• "He broke the tape in record time"

synonym:
• tape

3. Bir ayak yarışı için bitiş çizgisi

• "Kaseti rekor sürede kırdı"

eşanlamlı:
• bantlamak

4. Measuring instrument consisting of a narrow strip (cloth or metal) marked in inches or centimeters and used for measuring lengths

• "The carpenter should have used his tape measure"

synonym:
• tape
,
• tapeline
,
• tape measure

4. Inç veya santimetre cinsinden işaretlenmiş dar bir şeritten (bez veya metal) oluşan ve uzunlukları ölçmek için kullanılan ölçü aleti

• "Marangoz mezurasını kullanmalıydı"

eşanlamlı:
• bantlamak
,
• tapeline
,
• mezro

5. Memory device consisting of a long thin plastic strip coated with iron oxide

• Used to record audio or video signals or to store computer information

• "He took along a dozen tapes to record the interview"

synonym:
• magnetic tape
,
• mag tape
,
• tape

5. Demir oksitle kaplanmış uzun ince plastik şeritten oluşan hafıza cihazı

• Ses veya video sinyallerini kaydetmek veya bilgisayar bilgilerini saklamak için kullanılır

• "Röportajı kaydetmek için bir düzine kaset aldı"

eşanlamlı:
• manyetik bant
,
• mag bandı
,
• bantlamak

verb

1. Fasten or attach with tape

• "Tape the shipping label to the box"

synonym:
• tape

1. Bantla tutturun veya takın

• "Nakliye etiketini kutuya bantlayın"

eşanlamlı:
• bantlamak

2. Record on videotape

synonym:
• videotape
,
• tape

2. Video kasete kaydet

eşanlamlı:
• video kaseti
,
• bantlamak

3. Register electronically

• "They recorded her singing"

synonym:
• record
,
• tape

3. Elektronik kayıt

• "Şarkı söylediğini kaydettiler"

eşanlamlı:
• kayıt
,
• bantlamak

Examples of using

Man is inserting a tape into the VCR.

Adam video oynatıcıya bir kaset koyuyor.

I need that tape.

O banda ihtiyacım var.

I'll buy a tape.

Bir teyp alacağım.

Tom rewound the tape.

Tom bantı yeniden sardı.

There was a tape recorder on the table.

Masanın üstünde bir teyp vardı.

The tape recorder was on the table.

Teyp masanın üstündeydi.

Do you have any tape?

Hiç bandın var mı?

You can keep this tape until tomorrow.

Yarına kadar bu bantı saklayabilirsin.

Please bring back the tape tomorrow.

Lütfen kasedi yarın geri getir.

My cassette tape recorder needs fixing.

Benim teybin onarılmaya ihtiyacı var.

He erased his speech from the tape.

Konuşmasını kasetten sildi.

This tape recorder is not new.

Bu kasetçalar yeni değil.

This tape recorder is not new.

Bu teyp yeni değil.

This tape recorder is not new.

Bu kayıt cihazı yeni değil.

There's a lot of red tape involved in this procedure.

Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.

Is this your tape recorder?

Bu senin teybin mi?

Will you play the tape?

Teyp çalacak mısın?

Let's listen to the tape.

Teybi dinleyelim.

Record the broadcast on tape.

Yayını kasete kaydet.

I paid 40,000 yen for this tape recorder.

Bu teyp için 40,000 yen ödedim.