Translation meaning & definition of the word "talkative" into Turkish language
Türk diline "konuşmacı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Talkative
[Konuşkan]/tɔkətɪv/
adjective
1. Full of trivial conversation
- "Kept from her housework by gabby neighbors"
- synonym:
- chatty ,
- gabby ,
- garrulous ,
- loquacious ,
- talkative ,
- talky
1. Önemsiz konuşmalarla dolu
- "Gabby komşuları tarafından ev işlerinden saklandı"
- eşanlamlı:
- konuşkan ,
- çenebaz
2. Unwisely talking too much
- synonym:
- bigmouthed ,
- blabbermouthed ,
- blabby ,
- talkative
2. Akıllıca çok fazla konuşmak
- eşanlamlı:
- koca ağızlı ,
- ağzı açık ,
- patavatsız ,
- konuşkan
3. Friendly and open and willing to talk
- "Wine made the guest expansive"
- synonym:
- expansive ,
- talkative
3. Arkadaş canlısı, açık ve konuşmaya istekli
- "Şarap konuğu genişledi"
- eşanlamlı:
- genişleyen ,
- konuşkan
Examples of using
Tom is unusually talkative tonight.
Tom bu gece alışılmadık biçimde geveze.
You're more talkative than most of Tom's friends.
Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha gevezesin.
You're talkative.
Sen gevezesin.