Translation meaning & definition of the word "sympathy" into Turkish language

noun

1. An inclination to support or be loyal to or to agree with an opinion

• "His sympathies were always with the underdog"

• "I knew i could count on his understanding"

synonym:
• sympathy
,
• understanding

1. Bir görüşü destekleme, sadık olma veya kabul etme eğilimi

• "Onun sempatileri her zaman underdog'a karşıydı"

• "Anlayışına güvenebileceğimi biliyordum"

eşanlamlı:
• duygudaşlık
,
• anlayış

2. Sharing the feelings of others (especially feelings of sorrow or anguish)

synonym:
• sympathy
,
• fellow feeling

2. Başkalarının duygularını paylaşmak (özellikle üzüntü veya ıstırap duyguları)

eşanlamlı:
• duygudaşlık
,
• ortak duygu

3. A relation of affinity or harmony between people

• Whatever affects one correspondingly affects the other

• "The two of them were in close sympathy"

synonym:
• sympathy

3. İnsanlar arasındaki yakınlık veya uyum ilişkisi

• Birini etkileyen şey diğerini de etkiler

• "Ikisi de yakın bir sempati içindeydi"

eşanlamlı:
• duygudaşlık

Examples of using

I thank you for your sympathy.

Sempatin için sana teşekkür ederim.

Tom has my sympathy.

Tom benim acımı paylaştı.

Tom called on Mary to express his sympathy.

Tom sempatisini ifade etmek için Mary'yi aradı.

Tom felt sympathy for Mary.

Tom Mary için sempati hissetti.

She felt sympathy for the orphan and gave him some money.

O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.

People often have no sympathy for geniuses.

İnsanların genelde dahiler için hiçbir sempatisi yoktur.

I felt sympathy for him.

Onun için sempati hissettim.

We felt sympathy for her.

Biz onun için sempati hissettik.

The man was devoid of such human feelings as sympathy.

Adam sempati gibi insani değerleden yoksundu.

Everybody showed sympathy toward the prisoner.

Herkes tutukluya karşı sempati gösterdi.