Tom threatened Mary with his sword.
Tom Mary'yi kılıcıyla tehdit etti.
Tom reached for his sword.
Tom kılıcına uzandı.
Tom pulled out his sword and raised it.
Tom kılıcını çıkardı ve kaldırdı.
I want a sword!
Kılıç istiyorum!
I want a sword like this!
Böyle bir kılıç istiyorum!
Give me my sword.
Kılıcımı ver.
Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
Zülfikar, İslam'ın dördüncü halifesi Hazret-i Ali'nin ünlü kılıcıydı.
Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
Zülfikar, İslam'ın dördüncü halifesi Hazret-i Ali'nin ünlü kılıcıydı.
Tom hacked Mary's arm off with a sword.
Tom bir kılıçla Mary'nin kolunu kesti.
One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.
Bir gladyatörün tercih ettiği silah gürz, diğerininki ise kılıçtır.
All they that take the sword shall perish with the sword.
Kılıcı alan herkes kılıçla birlikte yok olacak.
All those who take up the sword shall perish by the sword.
Kılıcı eline alan herkes kılıçla yok olacak.
He who lives by the sword will die by the sword.
Kılıçla yaşayan, kılıçla ölecektir.
He who lives by the sword will die by the sword.
Kılıçla yaşayan, kılıçla ölecektir.
He who lives by the sword shall die by the sword.
Kılıçla yaşayan, kılıçla ölecektir.
I don't have a sword.
Kılıcım yok.
He was killed with a sword.
Kılıçla öldürülmüş.
This sword has a strange history.
Bu kılıcın tuhaf bir geçmişi var.
The pen is mightier than the sword.
Kalem kılıçtan daha güçlüdür.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.