Translation meaning & definition of the word "swimming" into Turkish language
Türk diline "yüzme" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Swimming
[Yüzme]/swɪmɪŋ/
noun
1. The act of swimming
- "It was the swimming they enjoyed most": "they took a short swim in the pool"
- synonym:
- swimming ,
- swim
1. Yüzme eylemi
- "En çok keyif aldıkları yüzme idi": "havuzda kısa bir yüzmeye gittiler"
- eşanlamlı:
- yüzme ,
- yüzmek
adjective
1. Filled or brimming with tears
- "Swimming eyes"
- "Sorrow made the eyes of many grow liquid"
- synonym:
- liquid ,
- swimming
1. Gözyaşlarıyla dolu veya dolgun
- "Yüzme gözleri"
- "Üzüntü birçok kişinin gözünü sıvılaştırdı"
- eşanlamlı:
- sıvı ,
- yüzme
2. Applied to a fish depicted horizontally
- synonym:
- naiant ,
- swimming
2. Yatay olarak tasvir edilen bir balığa uygulanır
- eşanlamlı:
- naif ,
- yüzme
Examples of using
Tom persuaded Mary to go swimming with him.
Tom Mary'yi kendisiyle yüzmeye gitmesi için ikna etti.
Tom is swimming laps.
Tom turları yüzüyor.
Tom is probably swimming now.
Tom muhtemelen şimdi yüzüyor.