Translation meaning & definition of the word "swimmer" into Turkish language

noun

1. A trained athlete who participates in swimming meets

• "He was an olympic swimmer"

synonym:
• swimmer

1. Yüzme sporuna katılan eğitimli bir sporcu buluşuyor

• "O bir olimpik yüzücüydü"

eşanlamlı:
• yüzücü

2. A person who travels through the water by swimming

• "He is not a good swimmer"

synonym:
• swimmer
,
• natator
,
• bather

2. Suda yüzerek dolaşan bir insan

• "O iyi bir yüzücü değil"

eşanlamlı:
• yüzücü
,
• natator
,
• mayo

Examples of using

Tom is a better swimmer than Mary.

Tom Mary'den daha iyi bir yüzücü.

Tom is a very good swimmer.

Tom çok iyi bir yüzücüdür.

Tom isn't a good swimmer.

Tom iyi bir yüzücü değildir.

Ken is a good swimmer.

Ken iyi bir yüzücüdür.

Ken is a good swimmer.

Ken iyi yüzebilir.

I am a fast swimmer.

Hızlı bir yüzücüyüm.

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.

Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

Tom's dog is a pretty good swimmer.

Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.

Tom is a better swimmer than Mary is.

Tom Mary'den daha iyi bir yüzücüdür.

Tom is a good swimmer.

Tom, iyi bir yüzücü.

Tom is a very fast swimmer.

Tom çok hızlı bir yüzücüdür.

With a good trainer, the swimmer is bound to win.

İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.

My mother was once a champion swimmer.

Annem bir zamanlar bir şampiyon yüzücüydü.

She is a good swimmer.

O iyi bir yüzücü.

He is a good swimmer and also plays tennis well.

O iyi bir yüzücüdür ve ayrıca güzel tenis oynar.

He is a good swimmer and also plays tennis well.

Kendisi iyi bir yüzücüdür ayrıca güzel de tenis oynar.

He is a very fast swimmer.

O, çok hızlı bir yüzücüdür.

He is a good swimmer.

O iyi bir yüzücü.

Miss Kanda is a good swimmer.

Bayan Kanda iyi bir yüzücüdür.

Naoko is a swimmer.

Naoko bir yüzücü.