Translation meaning & definition of the word "swept" into Turkish language

adjective

1. Possessing sweep

• "The sleek swept wings of the plane"

synonym:
• swept

1. Süpürme sahip olmak

• "Uçağın şık kanatlarını süpürdü"

eşanlamlı:
• sweep

Examples of using

Tom swept Mary off her feet.

Tom Mary'yi çok heyecanlandırdı.

Tom swept Mary off her feet.

Tom Mary'nin ayaklarını yerden kesti.

Tom swept every room in the house.

Tom evdeki her odayı süpürdü.

Tom could do nothing but watch Mary being swept down the river.

Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.

Tom swept the kitchen floor while Mary washed the dishes.

Mary bulaşıkları yıkarken, Tom mutfak zeminini süpürdü.

She swept the dirt from the porch.

Verandadan dökülen kirleri süpürdü.

She ordered the room to be swept.

Odanın süpürülmesini buyurdu.

A big wave swept the man off the boat.

Büyük bir dalga adamı bottan attı.

The servant swept the floor.

Hizmetçi yeri sildi.