Translation meaning & definition of the word "swelling" into Turkish language
Türk diline "şişme" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Swelling
[Şişlik]/swɛlɪŋ/
noun
1. An abnormal protuberance or localized enlargement
- synonym:
- swelling ,
- puffiness ,
- lump
1. Anormal bir çıkıntı veya lokalize genişleme
- eşanlamlı:
- şişme ,
- şişkinlik ,
- yığın
2. Something that bulges out or is protuberant or projects from its surroundings
- "The gun in his pocket made an obvious bulge"
- "The hump of a camel"
- "He stood on the rocky prominence"
- "The occipital protuberance was well developed"
- "The bony excrescence between its horns"
- synonym:
- bulge ,
- bump ,
- hump ,
- swelling ,
- gibbosity ,
- gibbousness ,
- jut ,
- prominence ,
- protuberance ,
- protrusion ,
- extrusion ,
- excrescence
2. Dışarı çıkan veya çıkıntılı olan veya çevresinden projeler yapan bir şey
- "Cepindeki silah bariz bir şişkinlik yaptı"
- "Bir devenin kamburu"
- "Kayalık öneminin üzerinde durdu"
- "Oksipital çıkıntı iyi gelişmiştir"
- "Boynuzları arasındaki kemiksi dışkı"
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- çarpma ,
- kambur ,
- şişme ,
- dışbükey ,
- kamburluk ,
- çıkmak ,
- şöhret ,
- sıkma ,
- fazlalık
3. The increase in volume of certain substances when they are heated (often accompanied by release of water)
- synonym:
- intumescence ,
- intumescency ,
- swelling
3. Bazı maddelerin ısıtıldıklarında hacmindeki artış (genellikle su salınımı ile birlikte)
- eşanlamlı:
- şişkinlik ,
- şişme