Translation meaning & definition of the word "swan" into Turkish language
Türk diline "kuğu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Swan
[Swan]/swɑn/
noun
1. Stately heavy-bodied aquatic bird with very long neck and usually white plumage as adult
- synonym:
- swan
1. Yetişkin olarak çok uzun boyunlu ve genellikle beyaz tüylere sahip görkemli ağır gövdeli su kuşu
- eşanlamlı:
- kuğu
verb
1. To declare or affirm solemnly and formally as true
- "Before god i swear i am innocent"
- synonym:
- affirm ,
- verify ,
- assert ,
- avow ,
- aver ,
- swan ,
- swear
1. Ciddiyetle ve resmi olarak doğru olarak beyan etmek veya onaylamak
- "Tanrıya yemin ederim ki masumum"
- eşanlamlı:
- onaylamak ,
- doğrulamak ,
- iddia etmek ,
- avow ,
- söylemek ,
- kuğu ,
- yemin etmek
2. Move about aimlessly or without any destination, often in search of food or employment
- "The gypsies roamed the woods"
- "Roving vagabonds"
- "The wandering jew"
- "The cattle roam across the prairie"
- "The laborers drift from one town to the next"
- "They rolled from town to town"
- synonym:
- roll ,
- wander ,
- swan ,
- stray ,
- tramp ,
- roam ,
- cast ,
- ramble ,
- rove ,
- range ,
- drift ,
- vagabond
2. Amaçsızca veya herhangi bir varış noktası olmadan, genellikle yiyecek veya iş aramak için hareket edin
- "Çingeneler ormanda dolaşıyordu"
- "Çatılı serseriler"
- "Serseri yahudi" olarak"
- "Sığırlar çayır boyunca dolaşır"
- "İşçiler bir kasabadan diğerine sürüklenirler"
- "Şehirden kasabaya yuvarlandılar"
- eşanlamlı:
- rulo ,
- gezinmek ,
- kuğu ,
- sapmak ,
- sürtmek ,
- rol vermek ,
- yayılmak ,
- pul ,
- menzil ,
- sürüklemek ,
- serseri
3. Sweep majestically
- "Airplanes were swanning over the mountains"
- synonym:
- swan
3. Görkemli bir şekilde süpür
- "Uçaklar dağların üzerinde kuğular sürüyordu"
- eşanlamlı:
- kuğu
Examples of using
This swan is black.
Bu kuğu siyahtır.