Translation meaning & definition of the word "suspect" into Turkish language
Türk diline "suspect" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Suspect
[Şüpheli]/səspɛkt/
noun
1. Someone who is under suspicion
- synonym:
- suspect
1. Şüphe altında olan biri
- eşanlamlı:
- şüpheli
2. A person or institution against whom an action is brought in a court of law
- The person being sued or accused
- synonym:
- defendant ,
- suspect
2. Aleyhinde bir eylemin mahkemede getirildiği kişi veya kurum
- Dava edilen veya suçlanan kişi
- eşanlamlı:
- davalı ,
- şüpheli
verb
1. Imagine to be the case or true or probable
- "I suspect he is a fugitive"
- "I surmised that the butler did it"
- synonym:
- suspect ,
- surmise
1. Durumun doğru ya da olası olduğunu hayal edin
- "Kaçak olduğundan şüpheleniyorum"
- "Kuşağın yaptığını tahmin etmiştim"
- eşanlamlı:
- şüpheli ,
- tahmin etmek
2. Regard as untrustworthy
- Regard with suspicion
- Have no faith or confidence in
- synonym:
- distrust ,
- mistrust ,
- suspect
2. Güvenilmez olarak görmek
- Kuşku duymak
- İnanç ve güven yok
- eşanlamlı:
- güvensizlik ,
- şüpheli
3. Hold in suspicion
- Believe to be guilty
- "The u.s. suspected bin laden as the mastermind behind the terrorist attacks"
- synonym:
- suspect
3. Şüphe etmek
- Suçlu olduğuna inan
- "Abd, bin ladin'in terörist saldırıların arkasındaki beyin olduğundan şüpheleniyordu"
- eşanlamlı:
- şüpheli
adjective
1. Not as expected
- "There was something fishy about the accident"
- "Up to some funny business"
- "Some definitely queer goings-on"
- "A shady deal"
- "Her motives were suspect"
- "Suspicious behavior"
- synonym:
- fishy ,
- funny ,
- shady ,
- suspect ,
- suspicious
1. Beklendiği gibi değil
- "Kazada balık gibi bir şey vardı"
- "Komik bir işe kadar"
- "Bazıları kesinlikle tuhaf gidiyor"
- "Gölgeli bir anlaşma"
- "Sebepleri şüpheliydi"
- "Şüpheli davranış"
- eşanlamlı:
- şüpheli ,
- komik ,
- gölgeli
Examples of using
Tom is our prime suspect.
Tom bizim ilk şüphelimiz.
Tom began to suspect something wasn't quite right.
Tom bir şeyin oldukça doğru olmadığından kuşkulanmaya başladı.
Tom began to suspect something was wrong.
Tom bir şeyin yanlış olduğundan şüphelenmeye başladı.