Translation meaning & definition of the word "surviving" into Turkish language
Türk diline "hayatta kalan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Surviving
[Hayatta kalan]/sərvaɪvɪŋ/
adjective
1. Still in existence
- "The wollemi pine found in australia is a surviving specimen of a conifer thought to have been long extinct and therefore known as a living fossil"
- "The only surviving frontier blockhouse in pennsylvania"
- synonym:
- surviving ,
- living
1. Hala var
- "Avustralya'da bulunan wollemi çamı, uzun süredir nesli tükenmiş olduğu düşünülen ve bu nedenle yaşayan bir fosil olarak bilinen bir kozalağın hayatta kalan bir örneğidir"
- "Pennsylvania'da hayatta kalan tek sınır blok evi"
- eşanlamlı:
- hayatta kalan ,
- yaşayan
Examples of using
Tom is surviving.
Tom yaşıyor.
I'm surviving.
Yaşıyorum.
If Tom hadn't helped Mary, she wouldn't have stood a chance of surviving.
Eğer Tom Mary'ye yardım etmeseydi, onun hayatta kalma şansı olmayacaktı.