Translation meaning & definition of the word "suppress" into Turkish language
Türk diline "baskı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Suppress
[Bastırmak]/səprɛs/
verb
1. To put down by force or authority
- "Suppress a nascent uprising"
- "Stamp down on littering"
- "Conquer one's desires"
- synonym:
- suppress ,
- stamp down ,
- inhibit ,
- subdue ,
- conquer ,
- curb
1. Güç veya otorite tarafından bastırmak
- "Yeni başlayan ayaklanmayı bastırın"
- "Kirpilme üzerine damga vur"
- "İnsanın arzularını fethet"
- eşanlamlı:
- bastırmak ,
- damgalamak ,
- engellemek ,
- hafifletmek ,
- yenmek ,
- frenlemek
2. Come down on or keep down by unjust use of one's authority
- "The government oppresses political activists"
- synonym:
- oppress ,
- suppress ,
- crush
2. Aşağı in ya da otoritesini haksız yere kullanarak aşağı in
- "Hükümet siyasi aktivistleri eziyor"
- eşanlamlı:
- bunaltmak ,
- bastırmak ,
- kırılmak
3. Control and refrain from showing
- Of emotions, desires, impulses, or behavior
- synonym:
- inhibit ,
- bottle up ,
- suppress
3. Kontrol edin ve göstermekten kaçının
- Duygular, arzular, dürtüler veya davranış
- eşanlamlı:
- engellemek ,
- şişelemek ,
- bastırmak
4. Put out of one's consciousness
- synonym:
- suppress ,
- repress
4. Birinin bilincinden kurtulun
- eşanlamlı:
- bastırmak
5. Reduce the incidence or severity of or stop
- "Suppress a yawn"
- "This drug can suppress the hemorrhage"
- synonym:
- suppress
5. Insidansı veya ciddiyetini azaltmak veya durdurmak
- "Esneme bastırmak"
- "Bu ilaç kanamayı bastırabilir"
- eşanlamlı:
- bastırmak
Examples of using
Tom couldn't suppress his anger.
Tom öfkesini bastıramadı.
She couldn't suppress her emotions.
Duygularını bastıramadı.
It will take a long time to suppress the revolt.
Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.