Translation meaning & definition of the word "supposed" into Turkish language

adjective

1. Required or under orders

• "I'm supposed to be there at ten"

• "He was supposed to go to the store"

synonym:
• supposed(p)

1. Gerekli veya sipariş altında

• "Onda orada olmam gerekiyordu"

• "Mağazaya gitmesi gerekiyordu"

eşanlamlı:
• sözde(p)

2. Mistakenly believed

• "The supposed existence of ghosts"

synonym:
• supposed(a)

2. Yanlışlıkla inandı

• "Hayaletlerin sözde varlığı"

eşanlamlı:
• sözde(a)

3. Doubtful or suspect

• "These so-called experts are no help"

synonym:
• alleged(a)
,
• so-called
,
• supposed

3. Şüpheli veya şüpheli

• "Bu sözde uzmanlar yardımcı olmuyor"

eşanlamlı:
• iddia edilen(a)
,
• sözde
,
• sanılan

4. Based primarily on surmise rather than adequate evidence

• "Theories about the extinction of dinosaurs are still highly conjectural"

• "The supposed reason for his absence"

• "Suppositious reconstructions of dead languages"

• "Hypothetical situation"

synonym:
• conjectural
,
• divinatory
,
• hypothetical
,
• hypothetic
,
• supposed
,
• suppositional
,
• suppositious
,
• supposititious

4. Yeterli kanıt yerine öncelikle tahminlere dayanmaktadır

• "Dinozorların yok oluşuyla ilgili teoriler hala oldukça varsayımsaldır"

• "Yokluğunun sözde nedeni"

• "Ölü dillerin destekleyici rekonstrüksiyonları"

• "Hipotetik durum"

eşanlamlı:
• tahmini
,
• kehanette bulunan
,
• farazi
,
• kuramsal
,
• sanılan

Examples of using

Tom didn't know what time he was supposed to be there.

Tom saat kaçta orada olması gerektiğini bilmiyordu.

You're not supposed to do that.

Bunu yapmakla yükümlü değilsin.

If Tom doesn't do what he's supposed to do, please let me know.

Tom yapması gerekeni yapmazsa lütfen bana bildir.

If Tom doesn't do what he's supposed to do, he'll regret it.

Tom yapması gerekeni yapmazsa pişman olur.

I was hoping Tom knew what we were supposed to do.

Bizden ne yapmamız beklendiğini Tom'un bildiğini umuyordum.

Can you remember what we're supposed to do?

Ne yapmamız gerektiğini hatırlayabiliyor musun?

Tom was supposed to go to Boston.

Tom'un Boston'a gitmesi gerekiyordu.

Tom was supposed to go to Boston with Mary.

Tom'un Mary ile Boston'a gitmesi gerekiyordu.

Tom was supposed to go to Boston last week.

Tom'un geçen hafta Boston'a gitmesi gerekiyordu.

Tom was supposed to come into the office today.

Tom'un bugün ofise gelmesi gerekiyordu.

I don't need you to remind me of anything. I know what I'm supposed to do.

Bana bir şey hatırlatmana ihtiyacım yok. Ben yapmam gerekeni biliyorum.

I'm supposed to start working here next week.

Gelecek hafta burada çalışmaya başlamam bekleniyor.

I'm really not supposed to do this.

Bunu yapmam gerçekten beklenmemeli.

I know you're supposed to be working today.

Bugün çalışman gerektiğini biliyorum.

I knew what I was supposed to do.

Ne yapmam gerektiğini biliyordum.

I forgot I was supposed to call Tom.

Tom'u aramakla yükümlü olduğumu unuttum.

You're not supposed to go hunting without a license.

Ruhsatın olmadan ava gitmemelisin.

You aren't supposed to go fishing without a license.

Ruhsatın olmadan balık tutmaya gitmemelisin.

They didn't even know who they were supposed to meet.

Kiminle buluşmaları gerektiğini dahi bilmiyorlardı.

What was I supposed to do?

Ne yapmalıydım?