Translation meaning & definition of the word "sunrise" into Turkish language
Türk diline "gündoğumu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sunrise
[Güneş doğuşu]/sənraɪz/
noun
1. The first light of day
- "We got up before dawn"
- "They talked until morning"
- synonym:
- dawn ,
- dawning ,
- morning ,
- aurora ,
- first light ,
- daybreak ,
- break of day ,
- break of the day ,
- dayspring ,
- sunrise ,
- sunup ,
- cockcrow
1. Günün ilk ışığı
- "Şafaktan önce kalktık"
- "Sabaha kadar konuşuyorlar"
- eşanlamlı:
- şafak ,
- ağarma ,
- sabah ,
- aurora ,
- ilk ışık ,
- dayspring ,
- gündoğumu ,
- horoz
2. Atmospheric phenomena accompanying the daily appearance of the sun
- synonym:
- sunrise
2. Güneşin günlük görünümüne eşlik eden atmosferik olaylar
- eşanlamlı:
- gündoğumu
3. The daily event of the sun rising above the horizon
- synonym:
- sunrise
3. Güneşin ufukta yükselen günlük olayı
- eşanlamlı:
- gündoğumu
adjective
1. Of an industry or technology
- New and developing
- "High-technology sunrise industries"
- synonym:
- sunrise(a)
1. Bir endüstri veya teknoloji
- Yeni ve gelişmekte
- "Yüksek teknoloji sunrise industries"
- eşanlamlı:
- gündoğumu(a)
Examples of using
She got up early in order to see the sunrise.
Gündoğumunu görmek için erken kalktı.
Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
The train left at sunrise.
Tren gün doğumunda gitti.