Translation meaning & definition of the word "suffering" into Turkish language

noun

1. A state of acute pain

synonym:
• agony
,
• suffering
,
• excruciation

1. Akut ağrı durumu

eşanlamlı:
• acı
,
• acı çeken
,
• eziyet

2. Misery resulting from affliction

synonym:
• suffering
,
• woe

2. Izdıraptan kaynaklanan sefalet

eşanlamlı:
• acı çeken
,
• üzüntü

3. Psychological suffering

• "The death of his wife caused him great distress"

synonym:
• distress
,
• hurt
,
• suffering

3. Psikolojik acı

• "Karısının ölümü ona büyük sıkıntı verdi"

eşanlamlı:
• sıkıntı
,
• yaralamak
,
• acı çeken

4. Feelings of mental or physical pain

synonym:
• suffering
,
• hurt

4. Zihinsel veya fiziksel ağrı duyguları

eşanlamlı:
• acı çeken
,
• yaralamak

adjective

1. Troubled by pain or loss

• "Suffering refugees"

synonym:
• suffering

1. Ağrı veya kayıptan rahatsız

• "Mültecilere acı çektirmek"

eşanlamlı:
• acı çeken

2. Very unhappy

• Full of misery

• "He felt depressed and miserable"

• "A message of hope for suffering humanity"

• "Wretched prisoners huddled in stinking cages"

synonym:
• miserable
,
• suffering
,
• wretched

2. Çok mutsuz

• Sefalet dolu

• "Depsiz ve mutsuz hissetti"

• "İnsanlığa acı çektirmek için bir umut mesajı"

• "İğrenç kafeslere tıkılmış sefil mahkumlar"

eşanlamlı:
• zavallı
,
• acı çeken

Examples of using

Tom is suffering from severe abdominal pain.

Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor.

Tom seems to be suffering from a guilty conscience.

Tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.

Tom is suffering from cancer.

Tom kanserden dolayı acı çekiyor.

Tom isn't suffering.

Tom acı çekmiyor.

Tom has been suffering from a headache all day.

Tom bütün gün baş ağrısı çekiyor.

Tom is suffering from a cold.

Tom soğuk algınlığından muzdarip.

He was suffering from smallpox.

O, çiçek hastalığından çekiyordu.

They're suffering from malaria.

Onlar sıtmadan çekiyorlar.

My sister is suffering from a bad cold.

Kız kardeşim kötü bir soğuk algınlığından çekiyor.

She's suffering from a serious disease.

O, ciddi bir hastalıktan çekiyor.

They are suffering from hunger.

Onlar açlık çekiyorlar.

He is suffering from a cold.

O, soğuk algınlığından çekiyor.

He is suffering from an aggravated disease.

O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.

He is suffering from a headache.

O, baş ağrısından acı çekiyor.

He is suffering from a serious illness.

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

He is suffering from loss of memory.

Hafıza kaybından muzdarip.

He was suffering from a bad headache.

Kötü bir baş ağrısı çekiyordu.

He is suffering from a bad cold.

O kötü bir soğuk algınlığına yakalandı.

To some life is pleasure, to others suffering.

Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.

He is suffering from a toothache.

Bir dişi ağrıyor.