Examples of using
To be honest, I would lie, if I said that I have never regretted my sudden decisions.
Dürüst olmak gerekirse, ani kararlarımdan asla pişman olmadığımı söylesem yalan söylemiş olurum.
All of a sudden, he spoke out.
Birdenbire, o konuştu.
All of a sudden, she spoke out.
Birdenbire, o konuştu.
I was surprised by his sudden appearance.
Aniden ortaya çıkmasına şaşırdım.
I was surprised by her sudden visit.
Onun ani ziyareti beni şaşırttı.
All of a sudden it started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.
Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.
All of a sudden, she began to laugh.
Aniden, o gülmeye başladı.
I was numbed by her sudden death.
Onun ani ölümüyle donakaldım.
He gave up going abroad to study because of his father's sudden death.
Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.
All of a sudden, he proposed to me.
Aniden, bana evlenme teklif etti.
He felt a sudden pain.
O, ani bir ağrı hissetti.
He felt a sudden urge to write a novel.
Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
When he entered the building, he was frightened by a sudden cry.
O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.
People regretted his sudden death deeply.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
His sudden death was a tragedy.
Onun ani ölümü bir trajedi idi.
His sudden appearance surprised us all.
Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.
All of a sudden, all the lights went out.
Aniden bütün ışıklar söndü.
There was a sudden change of plan.
Ani bir plan değişikliği vardı.