Translation meaning & definition of the word "substantial" into Turkish language
Türk diline "önemli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Substantial
[Önemli]/səbstænʃəl/
adjective
1. Fairly large
- "Won by a substantial margin"
- synonym:
- significant ,
- substantial
1. Oldukça büyük
- "Önemli bir marjla kazanıldı"
- eşanlamlı:
- önemli
2. Having a firm basis in reality and being therefore important, meaningful, or considerable
- "Substantial equivalents"
- synonym:
- substantial ,
- substantive
2. Gerçekte sağlam bir temele sahip olmak ve bu nedenle önemli, anlamlı veya hatırı sayılır olmak
- "Önemli eşdeğerlikler"
- eşanlamlı:
- önemli ,
- isim
3. Having substance or capable of being treated as fact
- Not imaginary
- "The substantial world"
- "A mere dream, neither substantial nor practical"
- "Most ponderous and substantial things"- shakespeare
- synonym:
- substantial ,
- real ,
- material
3. Maddeye sahip olmak veya gerçek olarak muamele görebilme yeteneğine sahip olmak
- Hayali değil
- "Önemli dünya"
- "Sadece bir rüya, ne önemli ne de pratik"
- "En ciddi ve önemli şeyler" - shakespeare
- eşanlamlı:
- önemli ,
- real ,
- malzeme
4. Providing abundant nourishment
- "A hearty meal"
- "Good solid food"
- "Ate a substantial breakfast"
- "Four square meals a day"
- synonym:
- hearty ,
- satisfying ,
- solid ,
- square ,
- substantial
4. Bol beslenme sağlanması
- "Zevkli bir yemek"
- "İyi katı yiyecekler"
- "Önemli bir kahvaltı yapın"
- "Günde dört öğün yemek"
- eşanlamlı:
- içten ,
- tatmin edici ,
- sağlam ,
- kare ,
- önemli
5. Of good quality and condition
- Solidly built
- "A solid foundation"
- "Several substantial timber buildings"
- synonym:
- solid ,
- strong ,
- substantial
5. Kaliteli ve iyi durumda
- Sağlam inşa edilmiş
- "Sağlam bir temel"
- "Birkaç önemli ahşap bina"
- eşanlamlı:
- sağlam ,
- güçlü ,
- önemli