Translation meaning & definition of the word "subdued" into Turkish language
Türk diline "altmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Subdued
[Bastırılmış]/səbdud/
adjective
1. In a softened tone
- "Hushed voices"
- "Muted trumpets"
- "A subdued whisper"
- "A quiet reprimand"
- synonym:
- hushed ,
- muted ,
- subdued ,
- quiet
1. Yumuşatılmış bir tonda
- "Atlayan sesler"
- "Sessiz trompetler"
- "Sapkın bir fısıltı"
- "Sessiz bir kınama"
- eşanlamlı:
- sessiz ,
- bastırılmış
2. Restrained in style or quality
- "A little masterpiece of low-keyed eloquence"
- synonym:
- low-key ,
- low-keyed ,
- subdued
2. Stil veya kalitede kısıtlanmış
- "Düşük anahtarlı belagat küçük bir şaheser"
- eşanlamlı:
- alçak anahtar ,
- düşük anahtarlı ,
- bastırılmış
3. Quieted and brought under control
- "Children were subdued and silent"
- synonym:
- subdued
3. Sessizleşti ve kontrol altına alındı
- "Çocuklar bastırıldı ve sessiz kaldı"
- eşanlamlı:
- bastırılmış
4. Not brilliant or glaring
- "The moon cast soft shadows"
- "Soft pastel colors"
- "Subdued lighting"
- synonym:
- soft ,
- subdued
4. Parlak ya da göze batan değil
- "Ay yumuşak gölgeler bıraktı"
- "Yumuşak pastel renkler"
- "Alttan aydınlatmalı"
- eşanlamlı:
- yumuşak ,
- bastırılmış
5. Lacking in light
- Not bright or harsh
- "A dim light beside the bed"
- "Subdued lights and soft music"
- synonym:
- dim ,
- subdued
5. Işıksız
- Parlak veya sert değil
- "Yatağın yanında loş bir ışık"
- "Yukarıdaki ışıklar ve yumuşak müzik"
- eşanlamlı:
- sönük ,
- bastırılmış
Examples of using
He subdued his passions.
O, tutkularını bastırdı.
We danced in the subdued lighting.
Loş ışıkta dans ettik.