Translation meaning & definition of the word "subdue" into Turkish language
Türk diline "subdue" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Subdue
[Hafifletmek]/səbdu/
verb
1. Put down by force or intimidation
- "The government quashes any attempt of an uprising"
- "China keeps down her dissidents very efficiently"
- "The rich landowners subjugated the peasants working the land"
- synonym:
- repress ,
- quash ,
- keep down ,
- subdue ,
- subjugate ,
- reduce
1. Zorla ya da korkutmayla bastır
- "Hükümet herhangi bir ayaklanma girişimini bastırıyor"
- "Çin muhaliflerini çok verimli bir şekilde saklıyor"
- "Zengin toprak sahipleri, toprakta çalışan köylülere boyun eğdirdi"
- eşanlamlı:
- bastırmak ,
- bozmak ,
- aşağıda kalmak ,
- hafifletmek ,
- zaptetmek ,
- azaltmak
2. To put down by force or authority
- "Suppress a nascent uprising"
- "Stamp down on littering"
- "Conquer one's desires"
- synonym:
- suppress ,
- stamp down ,
- inhibit ,
- subdue ,
- conquer ,
- curb
2. Güç veya otorite tarafından bastırmak
- "Yeni başlayan ayaklanmayı bastırın"
- "Kirpilme üzerine damga vur"
- "İnsanın arzularını fethet"
- eşanlamlı:
- bastırmak ,
- damgalamak ,
- engellemek ,
- hafifletmek ,
- yenmek ,
- frenlemek
3. Hold within limits and control
- "Subdue one's appetites"
- "Mortify the flesh"
- synonym:
- mortify ,
- subdue ,
- crucify
3. Sınırlar ve kontrol içinde tutun
- "Birinin iştahını dindir"
- "Etini ez" etini"
- eşanlamlı:
- zedelemek ,
- hafifletmek ,
- çarmıha germek
4. Get on top of
- Deal with successfully
- "He overcame his shyness"
- synonym:
- overcome ,
- get over ,
- subdue ,
- surmount ,
- master
4. Üstüne çıkmak
- Başarılı bir şekilde başa çıkmak
- "Utangaçlığının üstesinden geldi"
- eşanlamlı:
- aşmak ,
- üstesinden gelmek ,
- hafifletmek ,
- kaptan
5. Make subordinate, dependent, or subservient
- "Our wishes have to be subordinated to that of our ruler"
- synonym:
- subordinate ,
- subdue
5. Bağımlı, bağımlı veya itaatkâr olun
- "İsteklerimiz hükümdarımızın isteğine bağlı olmak zorunda"
- eşanlamlı:
- emrindeki ,
- hafifletmek
6. Correct by punishment or discipline
- synonym:
- tame ,
- chasten ,
- subdue
6. Ceza veya disiplinle doğru
- eşanlamlı:
- yumuşatmak ,
- sadeleştirmek ,
- hafifletmek
Examples of using
I could not subdue the desire to laugh.
Ben gülme arzumu bastıramadım.