Tom can no longer afford to live in the style he is accustomed to.
Tom artık alıştığı tarzda yaşamayı göze alamaz.
The great contemporary poet who established a new style of poem was “Nima Youshij.”
Yeni bir şiir tarzı kuran büyük çağdaş şair “Nima Youshij.”'di
Tom has no sense of style.
Tom'un stil anlayışı yok.
The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
‘milonguero tarzı tango’ terimi, 1950'lerde Buenos Aires şehir merkezindeki milongalarda yaygın olan tango dansı tarzını tanımlamak için 1990'ların başında icat edildi.
My child cannot say "Kinpira style sauteed Gobo", he always says "Pinkira style sauteed Bogo" instead.
Çocuğum "Kinpira tarzı sote Gobo" diyemiyor, onun yerine hep "Pinkira tarzı sote Bogo" diyor.
What's your favorite hair style?
En sevdiğin saç stili nedir?
The flat was furnished in the Victorian style.
Daire Viktorya tarzında döşenmiştir.
Hemingway had a poor writing style.
Hemingway'in kötü bir yazı stili vardı.
My grandmother never changed her style of living.
Büyükannem yaşam tarzını hiç değiştirmedi.
His clothes are always out of style.
Kıyafetleri hep modası geçmiş.
I want the same style of jacket as yours.
Seninkiyle aynı tarzda bir ceket istiyorum.
These clothes of mine are out of style.
Bu kıyafetlerimin modası geçti.
The style is nice, but do you have it in a different color?