Translation meaning & definition of the word "sturdy" into Turkish language
Türk diline "güçlü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sturdy
[Dayanıklı]/stərdi/
adjective
1. Having rugged physical strength
- Inured to fatigue or hardships
- "Hardy explorers of northern canada"
- "Proud of her tall stalwart son"
- "Stout seamen"
- "Sturdy young athletes"
- synonym:
- hardy ,
- stalwart ,
- stout ,
- sturdy
1. Sağlam fiziksel güce sahip olmak
- Yorgunluk veya zorluklara karşı dayanıklı
- "Kuzey kanada'nın sert kaşifleri"
- "Uzun boylu sadık oğluyla gurur duyuyor"
- "Stout denizci"
- "Güvenli genç sporcular"
- eşanlamlı:
- hardy ,
- kuvvetli ,
- kalın ,
- dayanıklı
2. Not making concessions
- "Took an uncompromising stance in the peace talks"
- "Uncompromising honesty"
- synonym:
- uncompromising ,
- sturdy ,
- inflexible
2. Taviz vermeme
- "Barış görüşmelerinde uzlaşmaz bir tutum aldı"
- "Uzlaşmaz dürüstlük"
- eşanlamlı:
- inatçı ,
- dayanıklı ,
- eğilmez
3. Substantially made or constructed
- "Sturdy steel shelves"
- "Sturdy canvas"
- "A tough all-weather fabric"
- "Some plastics are as tough as metal"
- synonym:
- sturdy ,
- tough
3. Büyük ölçüde yapılmış veya inşa edilmiş
- "Güvenli çelik raflar"
- "Güçlü tuval"
- "Sert, her türlü hava koşulunda bir kumaş"
- "Bazı plastikler metal kadar serttir"
- eşanlamlı:
- dayanıklı ,
- sert