Translation meaning & definition of the word "stunning" into Turkish language
Türk diline "çarpıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Stunning
[Çarpıcı]/stənɪŋ/
adjective
1. Commanding attention
- "An arresting drawing of people turning into animals"
- "A sensational concert--one never to be forgotten"
- "A stunning performance"
- synonym:
- arresting ,
- sensational ,
- stunning
1. Dikkat emici
- "Insanların hayvana dönüşmesinin tutuklanması"
- "Sansasyonel bir konser - asla unutulmayacak bir konser"
- "Çarpıcı bir performans"
- eşanlamlı:
- tutuklama ,
- sansasyonel ,
- çarpıcı
2. Causing great astonishment and consternation
- "The strike came as a stunning protest against management"
- "A stunning defeat"
- synonym:
- stunning
2. Büyük şaşkınlık ve şaşkınlığa neden oluyor
- "Grev, yönetime karşı çarpıcı bir protesto olarak geldi"
- "Çarpıcı bir yenilgi"
- eşanlamlı:
- çarpıcı
3. Causing or capable of causing bewilderment or shock or insensibility
- "Laid the poor fellow senseless with one stunning blow"
- "A stunning detonation with volumes of black smoke"
- synonym:
- stunning
3. Şaşkınlığa, şoka veya duyarsızlığa neden olan veya olabilen
- "Zavallı adamı tek bir çarpıcı darbeyle anlamsız bıraktı"
- "Siyah duman hacimli çarpıcı bir patlama"
- eşanlamlı:
- çarpıcı
4. Strikingly beautiful or attractive
- "Quite stunning with large dark eyes and a beautiful high-bosomed figure"
- "Stunning photographs of canada's wilderness areas"
- synonym:
- stunning
4. Çarpıcı derecede güzel veya çekici
- "Büyük karanlık gözler ve güzel bir yüksek göğüslü figür ile oldukça çarpıcı"
- "Kanada'nın vahşi alanlarının çarpıcı fotoğrafları"
- eşanlamlı:
- çarpıcı
Examples of using
You look stunning.
Çarpıcı görünüyorsun.
Isn't it stunning?
Çekici değil mi?
That dress looks stunning on you.
Şu elbise üstünde çok güzel görünür.