Translation meaning & definition of the word "stuck" into Turkish language

adjective

1. Caught or fixed

• "Stuck in the mud"

synonym:
• stuck

1. Yakalanmış veya sabit

• "Çamurun içine sıkışmış"

eşanlamlı:
• sıkışmış

2. Baffled

• "This problem has me completely stuck"

synonym:
• stuck

2. Şaşırmış

• "Bu sorun beni tamamen sıkıştırdı"

eşanlamlı:
• sıkışmış

Examples of using

Tom stuck out his tongue at Mary.

Tom Mary'ye dilini çıkardı.

The zipper on my jacket got stuck.

Ceketimin fermuarı takıldı.

My zipper got stuck.

Fermuarım sıkıştı.

I take it we're stuck here for the next few hours.

Sanırım birkaç saat burada sıkıştık.

I stuck with it until I was finished.

Kurtuluncaya kadar onunla sıkıştım.

I've been stuck here for three days.

Üç gündür burada çakıldım kaldım.

This drawer's stuck.

Bu çekmece sıkışmış.

I'm stuck here.

Buraya saplandım.

I'm not stuck.

Sıkışmadım.

I got stuck.

Sıkıştım.

They got stuck.

Onlar sıkıştılar.

They're stuck.

Onlar sıkıştılar.

We're stuck here.

Burada sıkıştık.

Tom looks stuck.

Tom sıkışmış görünüyor.

I'm stuck.

Sıkıştım.

Tom is stuck.

Tom sıkıştı.

You're stuck.

Sen sıkıştın.

What I hate most about living in Istanbul is always getting stuck in traffic.

İstanbul'da yaşamakla ilgili en nefret ettiğim şey sürekli trafikte sıkışıp kalmaktır.

My cat got stuck up a tree.

Kedim bir ağaçta sıkıştı.

The cat is stuck in the tree.

Kedim ağaçta sıkıştı.