Examples of using
Tom was struck by lightning.
Tom yıldırım tarafından çarpıldı.
Tom was struck by lightning and died.
Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.
Then the Germans struck again.
Sonra Almanlar yine saldırdı.
Tom struck the wall with his fist.
Tom yumruğu ile duvara vurdu.
The boxer struck his opponent hard.
Boksör rakibine sert vurdu.
Tom has been struck by lightning three times.
Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
When a strong earthquake struck suddenly, my mom just walked around the house in shock.
Güçlü bir deprem aniden çarptığında, annem şok içinde evin etrafını dolaştı.
Lightning struck the tower.
Yıldırım kuleyi vurdu.
A big tree in the field was struck by lightning.
Alandaki büyük bir ağacı yıldırım çarptı.
A good idea suddenly struck her.
Birden onun aklına iyi bir fikir geldi.
A good idea struck her.
Onun aklına iyi bir fikir geldi.
I struck up an acquaintance with her.
Onunla tanışık oldum.
He struck me a heavy blow in the face.
O, yüzüme ağır bir darbe indirdi.
He struck a match, but quickly put it out.
Bir kibrit çaktı fakat onu çabucak söndürdü.
He struck a match.
O, bir kibrit yaktı.
The clock has already struck noon.
Saat zaten öğleyi vurdu.
The clock has just struck three.
Saat tam üç vurdu.
The clock has just struck ten.
Saat tam onu vurdu.
His house was struck by lightning.
Evini yıldırım çarptı.