Translation meaning & definition of the word "strongly" into Turkish language

adverb

1. With strength or in a strong manner

• "Argues very strongly for his proposal"

• "He was strongly opposed to the government"

synonym:
• strongly

1. Güçlü veya güçlü bir şekilde

• "Teklifi için çok sert tartışıyor"

• "Hükümete şiddetle karşı çıktı"

eşanlamlı:
• şiddetle

2. In a powerful manner

• "The federal government replaced the powerfully pro-settler sir godfrey huggins with the even tougher and more determined ex-trade unionist"

synonym:
• powerfully
,
• strongly

2. Güçlü bir şekilde

• "Federal hükümet, güçlü yerleşimci sir godfrey huggins'i daha da sert ve daha kararlı eski sendikacı ile değiştirdi"

eşanlamlı:
• kuvvetlice
,
• şiddetle

Examples of using

I strongly urge you to follow my advice.

Tavsiyemi dinlemenizi şiddetle ısrar ediyorum.

I strongly advise you to use this.

Bunu kullanmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.

I strongly advise you to take this medicine right away.

Bu ilacı derhal kullanmanı şiddetle tavsiye ediyorum.

I strongly advise you to reconsider.

Tekrar düşünmeni şiddetle tavsiye ediyorum.

I strongly advise you not to do that.

Onu yapmamanı şiddetle tavsiye ediyorum.

I strongly advise you let Tom handle this.

Tom'un bununla başa çıkmasına izin vermeni şiddetle tavsiye ediyorum.

The wind still blows strongly.

Rüzgar hâlâ sert esiyor.

Tom feels very strongly about this.

Tom bu konuda çok güçlü hissediyor.

John Rutledge disagreed strongly.

John Rutledge şiddetle karşı çıktı.

Senator Hoar spoke strongly against the treaty.

Senatör Hoar şiddetle antlaşmaya karşı konuştu.

She strongly resembles her grandmother.

Son derece büyükannesine benzer.

I strongly suspected that he had been lying.

Onun yalan söylediğinden son derece şüphelendim.

I recommend it strongly.

Bunu şiddetle tavsiye ediyorum.

I strongly suggest you visit Kyoto.

Kyoto'yu ziyaret etmeni şiddetle öneriyorum.