Translation meaning & definition of the word "strident" into Turkish language
Türk diline "gizli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Strident
[Gıcırtılı]/straɪdənt/
adjective
1. Conspicuously and offensively loud
- Given to vehement outcry
- "Blatant radios"
- "A clamorous uproar"
- "Strident demands"
- "A vociferous mob"
- synonym:
- blatant ,
- clamant ,
- clamorous ,
- strident ,
- vociferous
1. Dikkat çekici ve saldırgan bir şekilde yüksek sesle
- Şiddetli haykırışlara verilir
- "Batık radyolar"
- "Kirpiksi bir kargaşa"
- "Gizli talepler"
- "Şaşkın bir mafya"
- eşanlamlı:
- bariz ,
- gürültülü ,
- patırtılı ,
- gıcırtılı ,
- sesli
2. Of speech sounds produced by forcing air through a constricted passage (as `f', `s', `z', or `th' in both `thin' and `then')
- synonym:
- fricative ,
- continuant ,
- sibilant ,
- spirant ,
- strident
2. Konuşma sesleri, havayı daraltılmış bir pasajdan geçirerek üretilir (hem `f', `s', `z', ya da `th' olarak hem `thin' hem de `then')
- eşanlamlı:
- frikatit ,
- devam eden ,
- ıslıklı ,
- spiral ,
- gıcırtılı
3. Being sharply insistent on being heard
- "Strident demands"
- "Shrill criticism"
- synonym:
- strident ,
- shrill
3. Duyulmakta ısrarlı olmak
- "Gizli talepler"
- "Küçücük eleştiri"
- eşanlamlı:
- gıcırtılı ,
- cırlak
4. Unpleasantly loud and harsh
- synonym:
- raucous ,
- strident
4. Nahoş yüksek sesle ve sert
- eşanlamlı:
- kısık ,
- gıcırtılı