Tom needs to regain his strength.
Tom'un gücünü yeniden kazanması gerekiyor.
Tom must conserve his strength.
Tom gücünü korumalı.
We need Tom's strength now.
Tom'un gücüne şimdi ihtiyacımız var.
We need to conserve our strength.
Gücümüzü korumamız gerekiyor.
We need to conserve our strength.
Gücümüzü korumamız gerekiyor.
Food gives life, life gives strength and strength gives great feats.
Yiyecekler hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.
Don't underestimate your own strength.
Kendi gücünü küçümseme.
Tom didn't have the strength.
Tom'un gücü yoktu.
Tom doesn't know his own strength.
Tom kendi gücünü bilmiyor.
Tom doesn't know his own strength.
Tom kendi gücünü bilmiyor.
Tom fought with all his strength.
Tom bütün gücüyle savaştı.
Union gives strength.
Birlik güç verir.
Tom is an athlete with extraordinary strength.
Tom olağanüstü güce sahip bir atlet.
Unity is our strength!
Birlik bizim gücümüzdür!
A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.
Büyük bir savaşçı güç yayar. Ölümüne savaşmak zorunda değil.
My strength is all gone.
Gücüm tamamen gitti.
Save your strength.
Gücünü sakla.
Try to build up your strength.
Gücünü artırmaya çalış.
You must eat properly to keep up your strength.
Gücünü korumak için düzgün beslenmelisin.
God is our strength.
Tanrı bizim gücümüzdür.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.