Translation meaning & definition of the word "strange" into Turkish language

adjective

1. Being definitely out of the ordinary and unexpected

• Slightly odd or even a bit weird

• "A strange exaltation that was indefinable"

• "A strange fantastical mind"

• "What a strange sense of humor she has"

synonym:
• strange
,
• unusual

1. Kesinlikle sıra dışı ve beklenmedik bir şekilde

• Biraz garip hatta biraz garip

• "Seçilmez olan garip bir yüceltme"

• "Tuhaf fantastik bir zihin"

• "Ne garip bir mizah anlayışı var"

eşanlamlı:
• garip
,
• olağandışı

2. Not known before

• "Used many strange words"

• "Saw many strange faces in the crowd"

• "Don't let anyone unknown into the house"

synonym:
• strange
,
• unknown

2. Daha önce bilinmiyor

• "Birçok garip kelime kullandı"

• "Kalabalıkta bir sürü garip yüz gördüm"

• "Evde bilinmeyen birinin girmesine izin vermeyin"

eşanlamlı:
• garip
,
• bilinmeyen

3. Relating to or originating in or characteristic of another place or part of the world

• "Foreign nations"

• "A foreign accent"

• "On business in a foreign city"

synonym:
• foreign
,
• strange

3. Başka bir yerin veya dünyanın bir kısmının kökeni veya karakteristiği ile ilgili veya

• "Yabancı uluslar"

• "Yabancı aksan"

• "Yabancı bir şehirde iş yapmak"

eşanlamlı:
• yabancı
,
• garip

Examples of using

Tom knew something strange was going on.

Tom garip bir şey olduğunu biliyordu.

Tom has been behaving a little strange.

Tom biraz garip davranıyor.

Tom had a strange look on his face.

Tom'un yüzünde garip bir ifade vardı.

Tom suddenly realized that something strange was happening.

Tom aniden tuhaf bir şey olduğunu fark etti.

Under the Tatoeba guidelines, it is recommended that members only add sentences in their native language and/or translate from a language they can understand into their native language. The reason for this is that it is much easier to form natural-sounding sentences in one's native language. When we write in a language other than our native language, it is very easy to produce sentences that sound strange. Please make sure you only translate the sentence if you are sure you know what it means.

Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.

I heard a strange noise.

Tuhaf bir ses duydum.

I heard a strange noise.

Yabancı bir ses duydum.

Tom is a strange kid.

Tom tuhaf bir çocuktur.

Tom is a strange kid.

Tom tuhaf bir çocuk.

It's not that strange.

O kadar da tuhaf değil.

Tom heard a strange noise.

Tom tuhaf bir ses duydu.

That's a strange problem.

Bu tuhaf bir sorun.

I dreamt a strange dream.

Garip bir rüya gördüm.

Never have I dreamt such a strange dream.

Hiç görmemiştim böyle garip bir rüya.

It was a strange beast.

O tuhaf bir hayvandı.

It's strange, isn't it?

Tuhaf, değil mi?

People are strange.

İnsanlar acayiptir.

People are strange.

İnsanlar tuhaftır.

Tom has been acting strange lately.

Tom son zamanlarda tuhaf davranıyor.